Yirminci yüzyılın en büyük matematikçilerinden Paul Erdös'ün hayatını anlatan bir kitap Yalnızca Sayıları Seven Adam diye çevrilmişti.

Erdös'ün sadece sayıları sevmesi gibi, kimileri de sadece sorunları seviyor, kafalarında sadece onunla dolaşıyor, nasılsın diye sorunca onu anlatıyor. Bunlardan birine zamanında kafanda sorunları taşıyorsun mu demiştim neydi, öyle ki oturup on dakika sohbet ettiğinde onsekiz şikayet, altı rüşvet isnadı, sekiz tahkir, beş komplo teorisi duymak mümkündür.

Böyleleri istisna değil. İnsanların pek çoğu bu gibi bilgileri özel saydığı insanlarla paylaşmaktan zevk alıyor. Azıcık kazıdığında bütün başarılı insanların Yahudi, bütün zenginlerin hırsız ve dolandırıcı, bütün başarısız ve fakirlerin aptal, ekser kadınların fahişe, ekser erkeklerin ibne olduğuna dair inançlarla karşılabiliyorsunuz.

Ben bu insanların kafalarının nasıl çalıştığını merak ediyorum. Nasıl oluyor da mesela yirmi yaşında kanserden ölmüyorlar, onu da merak ediyorum ama kafalarındaki bu kadar toksik atıkla nasıl düşündüklerini daha çok merak ediyorum. Farklı bir dünyada yaşadığımız aşikar, benimkisi bir kaşif merakı.

Henüz duymadıysanız yakında duyacağınız Umwelt diye bir kavram üredi. Değişik canlıların aynı ortamda bulundukları halde, farklı algılamalara sahip olmasını, algılarındaki farklılık sebebiyle kendilerine has bir alemde yaşadıklarını anlatan bir kavram. Umwelt bu alemin adı oluyor, aynı Welt içinde herkes kendi Umwelt'inde yaşıyor.

Yalan, sorun, çelme takma, aldatma, istismar, rüşvet ve envai türde kötülük yeryüzünün parçası. Bunu kabul ediyorum. Bununla beraber yaşamak aynı zamanda bu sorunlarla mücadele etmeyi de içeriyor ve bu kesinlikle onları yayarak, onları düşüncenin daimi bir parçası yaparak, her adımda onları zikrederek gerçekleşebilecek değil. Dahası insan kötülükten bahsettikçe kötülük görüyor, onlara daha çok şahit oluyor, zihnini kötülükle meşgul ettikçe, meşguliyet artarak devam ediyor.

Dünyayı arındırmadan önce kendini arındırmak, kendini arındırmak için de zihnini temizlemek lazım. Zihni çöplük gibi, onun kötülüğü, bunun yalanıyla meşgul olan adamın ürettiği de sonunda o çöplüğün bir parçası oluyor. Temizlemek için temizlenmek lazım. En azından temizliği düşünebilmek.

Eskiden de buna imanım vardı, öyle ki çözümünü bilmediğim, düşünmediğim bir sorundan hiç bahsetmemeyi tercih ederdim. Yine de umudum azdı, yani geleceğin geçmişten daha iyi olacağını düşünmüyordum, buna rağmen elimden gelenin iyiden bahsetmek olduğuna inanıyordum. Şimdilerde umudum daha iyi, dünyanın bir şansı olduğuna, geleceğin geçmişten daha iyi olacağına dair bir inanç gelişti. Adem'in evlatları işi kotarabilecek gibi durmaya başladı.

O sebeple önceden bende sıkıntıya sebep olan kafası sorun dolu insanlara artık gülüyorum, hala fazla yaklaşmıyorum ama bu önceki gibi kalbimin daralmasından değil, çocuk gevezeliğine zaman ayırmak istemediğimden.

[Akıl ve İlham] #sorun #dert