Birkaç gün önce (gayet sıkıcı konularda yazan) bir yazarla konuşma imkanım oldu. Bir eserini elektronik olarak yayınlamayı düşündüğümüz için, normal yayıncılığın ne kadar kazandırdığını da konuştuk.

Bunlar benim için yeni bilgi. Belki siz biliyorsunuzdur.

Bir kitab fiyatının ortalama %15'i yazara gidiyormuş. Bazı ünlü yazarlar %20 alıyormuş ama onlar istisna imiş.

Yayınevinin dağıtım, baskı ve sair masraflar da çıktıktan sonra %50'sini kazandığını söyledi.


Bu %50 yayınevinin aldığı risk kabilinden değerlendirilebilir. Neticede basılan bütün kitaplar satılmıyor ve aynen restoranlarda satılmayan yemeklerin parasını ödediğimiz gibi, yayınevinin alınmayan kitaplarının parasını da karşılayan birileri lazım.

Bununla beraber bu riskin başka şekillerde azaltılabildiği zamanlardayız. Bir kitabın elektronik olarak yayınlandığı ve insanların sair şekillerdeki ilgisinin ölçülebildiği zamanlardayız. Kitabı kağıda dökmeden evvel, insanlara (ücretli veya ücretsiz) sunmak mümkün.

Diyecekler ki, yatırımın çoğu, zaten o kitabı kağıda dökmeden evvel yapılıyor. Evet, bu da doğru, ancak eskinin matbaada mürettipler elinde tam anlamıyla dizilen kitabıyla, şimdinin yazarın bilgisayarında kontrol edilen kitabı arasında da bir fark var.

İlk yatırımın yayıncı ve yazar tarafından paylaşıldığı, insanların rahatça kopyalayıp okuduğu ve kağıtta veya mahsus okuyucuda almak isterlerse ücretini ödedikleri bir kitap dağıtım yöntemi düşünüyorum. Denemek ne zaman nasip olur bilmiyorum ama belki çalışır.

[Ben Kendim Benliğim]