Meydan çok geniş ama kimsenin egosu sığmıyor. İtişmek zorunda kalıyoruz. Çarpışan egolar medeniyet üretiyor, iyi cinsinden ve bazen kötü cinsinden.

Meydanın erenleri biliyor meydanın kurallarını, kendi sürüsünü genişletmek için gereken kadar iyi ve gereken kadar kötü, belki çokları da biliyordur meydanın kendi kuralları olduğunu, yani hayran oldukları, sevdikleri, takip ettikleri isimlerin aslında birer yüzden ve görüntüden ibaret olduğunu. Ben bilmiyorum.

Bilmek istemiyorum. İnsanları etkilemek, onların takdirini kazanmak, hayran olunmak kolay değil, bunu es geçmek imkansız, ünlü olmak müstakilen bir kötü olma sebebi değil, ancak insanların çok defa yarattıkları kişiliği beslemek için davranışlarını değiştirdiklerini düşünüyorum. Meydanın kuralları keyiflerinin ötesine geçiyor.

Bunu seven olabilir, herkesin meydanda varolmak için doğduğunu düşünen olabilir, meydanın insanlığın ayrılmaz parçası olduğunu düşünen olabilir. Onlardan değilim. Meydanın bana bir kişilik dayatmasından ödüm kopar. Şurada avuçiçi kadar insan yazdıklarımı okurken bile tutarlı olmakla, keyfime göre takılmak arasında kaldığımı hissettiğim zamanlar oluyor. Keyfime göre takılmayı tercih ediyorum.

Hayata dair konuşulan her şeyin meydana dair bir gönderimi var. Bugün Elif Şafak’ın kendi göçebeliğinden onyüzbinmilyonuncu defa bahsetmesinin de, falancanın onun yazdıklarını çok sevmesinin de, filancanın hiç sevmemesinin de…Evet, bu yazının da meydana dair bir gönderimi var. Saçlarını salaş göstermek için saatlerce uğraşan gençler gibi de olabilirim, aslında takmıyorum ya! belki ciddiye almanın son safhasıdır.

Modernlik dediğimiz, gerçekte bu meydan için yaşama dürtüsünün tüm hayata teşmil edilmesinden ibaret. Müslümanların Allah için yapılmayan meydan için yapılmıştır diyebilmesi güzel olurdu, çünkü hepimizin zihnimizden ve çoğumuzun midesinden bağlı olduğu meydanın üzerindeki tek kudretin Allah olduğunu hatırlatabilirdik. Ancak müslümanlar da dinlerini meydan dini haline getirdiği ve dertlerinde meydandan yer parsellemek olduğu için, artık onların da bir ümmet olarak meydancı ümmet olduğunu söyleyebiliyoruz.

Meydan erenlerinindir tabii ki.