Sarı bir çamur boyumu yükseltirken ve turuncu bir güneş yüzüme vururken, ne kadar yükseldiğimi ve biraz daha yürüsem ve çamur biriktirsem dağları aşabileceğimi düşünüyordum.

Çamur, nihayetinde hepimizin biriktirdiği çamur. Yüksek makamlar, pahalı evler, ışıltılı unvanların hepsi, ayağın altında birikip bir santim veya daha az yükselmene sebep olan çamur. Kendini öncekine nazaran daha yüksek görüyor insan, oh be, işte layık olduğum yeri buldum falan. Bir santim veya daha az.

Arada bir, çoğunlukla kader icabı o çamur düştüğünde kimisi topallıyor, misal bir ayağında yüksek mevkinin çamuru, diğerinde herkesin gönlünü cezbeden karısının; sonra mevki gidiyor, adam topallamaya başlıyor.

Sarı çamur beşerin miracı. Olabileceği en fazla o kadar.

[Gece Dikilen Ağaç]