Bir kitabım olması fikri, bir açıdan bir şeyler yapmış olmak demek gibi geliyor, kalıcı bir eser bırakmak, zaman zaman içimden geçiyor ama bir kitabı, yazıldıktan beş sene sonra kaldırabileceğimi sanmıyorum. Çıkıp şu kadar kitap yazdım da diyemem ben, bu yazdıklarım bi boka benzemiyor, afedersiniz ama saçmalamışım derim, o zaman da yayıncı beni döver.

Yazarlığın başarısızlığı kadar başarısı da sıkıntı verici. Kendini hapsettiğin kitapların oluyor, boşverin o kitapları diyemiyorsun. Çok az insanda kötü yazmışım diyecek cesaret var, bir şeyler yayınlandıktan, işin içine yazardan başka yayıncının, sayfa tasarımcısının, dizgicinin, matbaanın, kitapçının emeği girdikten sonra, kötü yazmışım demek daha da zorlaşıyor, bir de ego oluyor, ben yazdım, büyük yazdım oluyor, egosundan korkan yazarlar kendi kitabına kötü diyemiyor.

Buradan bakınca başarısız bir yazar olmak daha güzel geliyor bana, kitap yazdım, kimse okumadı, zaten bir şeye benzemiyordu, el elde baş başta çok mutluyum.

Bu mutluluğu yakalamak için kitap yazmaya da gerek yok, yazmadım hala mutluydum diyorum.

[Geçmişin Uğultusu]