Ekşi Sözlük'te Baykal araştırmaları yaparken, Kur'an'la ilgili bir girdiye rast geldim, eski günlerim aklıma geldi.

Bir zamanlar agnostik idim, Kur'an'la ilgili falanca çelişkiler, filanca farklar, feşmekan hadisler, şu yorumlar, bu tefsirler derken “ben en iyisi biraz nefes alayım” demişliğim olmuştu… Birkaç sene sürdü bu, sonra farkettim ki asıl mesele ateistlerin dindarlara, dindarların ateistlere yaptıkları propaganda değil. Allah, namütenahi, her an, her yerde ve insanın gerçekte onu inkarı veya inanmıyor oluşu kendi varlığına inanmıyor oluşuna denk. Kişi “Allah yok” derken, “ben yokum” demek istiyor olabilir, zira Allah'ın varlığına karşı yöneltilmiş bütün _delil_ler, insanı kendi yokluğuna da inandırabilir pekala…

Bunun ötesinde vahyin gerçek olup olmayışı veya elimizde Kitab'ın tamamının bulunup bulunmayışı veya falanca ayetin filancayla çelişmesi… Müslümanların kahir ekseriyeti Kitab'ın her türlü çelişkiden uzak olmasının ve değiştirilmemiş olmasının elzem olduğunu düşünür, hatta imanları için bunu bir delil kabul eder; yine de kendi adıma böyle bir şartı imanımın merkezine yerleştirmeyi gerekli görmedim. Zira -Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerine olsun- Hz. Peygamber'in kaba putları yıkarken, yerlerine yıkılması mümkün olmayan kitabi bir put bırakmış olduğunu düşünmedim; Allah'ın kitabı ve Resulü'nün sünneti, insanlar için bir rehberdir yine de bunu doğruyu gösteren bir işaret değil, doğrunun değişmeyen bir resmi gibi görmeye başlayınca hissedilen yabancılaşma kişiyi bu rehberi takip etmeye çalışmaktan alıp, onu seyretmeye bırakır.

Bu söylediklerimin genel İslam akaidiyle çelişebileceğini kabul ediyorum; velakin Müslümanların Kitab hakkında aradığı şartlar doğru olsa da, olmasa da benim imanımda bir değişiklik olmayacak; yarın birisi Kur'an'ın eldeki kopyalardan daha eski -ve farklı- bir kopyasını bulsa imanlarını kaybedecek Müslümanlar var, velakin benim için bir şey değişmeyecek ve İslam benim için her zaman “Allah Peygamberine bugün nazil ediyor olsaydı ne indirirdi?” ve “Hz. Peygamber bugün yaşasaydı nasıl davranırdı?” sorularının cevabı olacak.

Bunların cevaplarını düşünecek akıl ve bilecek kalp için duacıyım.

[Geçmişin Uğultusu]