Sarhoştum, bilmiyordum doktor bey. Kendimi yakınlarda bir göle attım, rüyamda güneşe koşan bir attım, güllere diken, dikenlere gül sattım, belliydi başından sakattım.

Sisli bir kase verdiler, kaderimi serdiler, derdime erdiler, zevklerimi yerdiler, sayılan günlerin sonunda eski bir petrol varili kadar çirkin ve boştum.

Akıl veren çok oldu, bense rüzgarın kokusundan sarhoştum.

[Geçmişin Uğultusu]