İnsanın uluhiyeti kainata veya kendi arzularına bakarak isbat etmeye çalışmasında büyük bir umutsuzluk var. Çıkışı yok o yolun.

Allah-u Ekber dediğimizde inandığımız ilahın, kainattan büyük ve ondan bağımsız olduğunu kabul ediyoruz demektir. Bu sebeple, onun varlığını kainata bakarak isbat etmeye çalışmak boş çaba. İğne deliğinden seyrettiğin dünyanın çok büyük ülkeler barındırdığını isbat etmek gibi. Evet, çok büyük ülkeler barındırıyor ama sen bunu iğne deliğinden bakarak göremezsin.

Bu sebeple okuduğum «Allah'ın varlığını isbat» kaygılı yazılardaki umutsuzluk beni öldürmese de, süründürüyor. Sırf kainata bakarak, Allah'tan kaynaklanmayan bir isbat çabasının varabileceği bir yer yok. Biz önce iman ederiz, sonra iman ettiğimiz gibi gibi yaşar ve hayatımızda imanın nimetlerini görürürüz. Bu yol, sair şekillere nazaran çok daha emin bir yol. «Önce bakalım kainatta Tanrı'ya yer var mı, vay efendim şöyle olursa, böyle olmazsa açıklaması yok, filan şöyle demiş de, falan böyle demiş» diye dedikodu ve laf salatası da yok. Buna girişince isbat yerine bol bol dedikodu çıkıyor. Dedikodudan para kazananalara serbest ama bizim gibi amatör dedikoduculara faydası yok.

Akademik manada insanların ikna edilmesinin nasıl mümkün olabileceğini soracaklar. Ben de bunun mümkün olmadığını, Allah'ın iman nasip etmediği kimseyi, akademik yolla mağlup etseniz bile iman etmeyeceğini söyleyeceğim. Birine bir hediye verip, olduğu gibi kabul etmekten, sevmekten, onun bizde meydana getirdiği duygularla mücadele edip, samimi olmaktan daha iyi bir yol değil: Bak ben senden daha güzel laflar üretiyorum deyince, kimse daha iyi insan olmuyor. İç propaganda materyali olarak okuyan vardır, onların imanını kuvvetlendirmek için yazılır bu çeşit metinler, Allah'ı bulmanın 101 yolu, ancak içeriğin maksadı propaganda olunca, daha da sırıtıyor.

Aksi durum da benzer. İnsanın imanını kaybetmesinin sebebi, bir takım akademik inkar yazıları okuması değildir. Ateist metinler de iç propaganda metinleridir. Dawkins'in Tanrı Yanılgısı kitabını okuyanların hiçbiri, önceden dini manada sağlam olup da, dinden çıkmaz. Ancak zaten şüpheleri olan, nefsinin fısıltılarına söz geçiremeyen, bak şurada ömrün tükenip giderken, sen bu dini ahlaki konularda hassasiyetler geliştirip kendini tüketiyorsun diyen nefsine hayır, Allah azze ve celle diyecek kadar sağlam olmayan gönüllere aradıkları bahaneyi sunarsın.

Arzu yoluyla isbat oluyorsa, umutsuzluk yoluyla da olur. İnsan yeryüzünde Allah'ı en çok başka tanrılardan umudunu kesince bulduğuna göre, bak, bir isbat yolu daha.