date: 2014-11-23 02:18:14 +0200

Ebedi Şef deyince ev hanımları geliyor aklıma daha çok. Bir evin ebedi aşçısı. Milli (maçları çok seven) Şef de kocası oluyor haliyle.

Bir insanı ebedi şef görmekte iki mesele var. Birincisi ne kadar ebedi? ikincisi ne kadar şef? Bir insan ne kadar ileriyi görmüş olabilir ve kendisi adına konuşamayan biri ne kadar şeflik yapabilir?

Ebedi Şef günün üçyüzaltmışbeş günü yetecek yemek tarifleri kitabı bırakmış olsa, biliyoruz ki yemek tariflerinin unutulmuş püf noktaları ve şeflerin kendi bildiklerinden bile farkında olmadıkları kurallar vardır. Ebedi Şef yemeğin gaz ocağında yapılacağını düşünmüştür ama elektrik ocağı çıkınca yemeklerin tadı aynı kalacak mıdır? Ebedi Şef çuvaldaki unu kullanmadan önce eleyeceğinizi kabul etmiştir çünkü hayatı boyunca öyle yapmıştır ve bunu tariflere yazmaz, paket unu elemeden kullanırsanız aynı mı olur?

Türkiye'nin devlet politikalarının hepsi nükleer silahların icad olmadığı bir devirde yazılmış. Ebedi Şef tüm askeri doktrinleri kökünden değiştiren bu icadı görebilseydi illa bağımsızlık der miydi? 1918'de İngilizlerin elinde atom bombası olsaydı, Sivas Kongresi'nde Amerikan mandası kabul edilir miydi? Ebedi Şef bugünün elifi sadece bir kız ismi sanan merteklerini görseydi, yaptığı devrimlerin çağdaş uygarlığa faydası olacağından emin olur muydu? Ortalamanın Ebedi Şefinki gibi bir hitabet olduğu düzeni hasta haliyle kuran devletten, güçlü haliyle ancak kişniyor gibi konuşan politikacılar üreten bir devlet çıkarmakta bu kadar tutkulu olur muydu? Ebedi Şef bizi anlar mıydı?

Ebedi Şefleri inandığımız doğrular uğruna konuşturmak kolay. Genel özellikleri çok ve geniş konuşmuş olmaları zaten. Arayınca bulunur, derde deva, mideye gıda, sporcunun makbulü, askerin takdiri... Velakin gerçekten böyle midir? Ebedi Şef yanılmış ve bizi yanıltmış olamaz mı? Belki hayatta en hakiki mürşit burnumuzun dikidir. Belki Ebedi Şef'in şef olması da ilmiyle değil, inadıyla olmuştur.

Ebedi şeflerin, peygamberlerin, üstadların, liderlerin ortak vasfı düşünmenin uzun zaman alacağı ve belki hiç bitmeyeceği konularda yönlendirmiş olmaları. Ancak onların yönlendirmelerinin de bütün kurallar gibi yoruma muhtaç olduğunu görmek zor geliyor. Kul olduğuna ve fani olduğuna inandığım halde peygamberin söylediklerinin kendi zamanı ile değerlendirilmesi gerektiğini, onun şimdikinden çok uzakta, tahayyülfersa bir devirde yaşamış olduğunu hatırlamak zor geliyor. Sorduğum soruların cevabını bulmuş olduğuna inanıp, gözümü kapatmak istiyorum ve bir yandan da kimsenin ateşten bu kadar kolay kurtulamadığını biliyorum.

Allah hiçbir millet için suyu aşağıdan yukarı akıtmadı. Şeflerin söylediklerinin bizi düşünmekten ve aramaktan kurtaracağı inancı suyun yukarı akmasına benziyor. Burada düşünülmüşü var deyince düşünmekten kurtulamıyorsunuz. Suyun bugünden geçmişe doğru aktığını unutunca, kurduğumuz barajlar nihayetinde yıkılıp gidiyor.

[Siyasetgede]