date: 2014-11-23 02:18:14 +0200

Tüm insanların kardeş olduğuna dair temenniler duyduğumda, bunun İslam kardeşliğinden farklılığını düşünürüm. İnsanların kardeşliği doğruysa, inananların kardeşliği ya manasız bir tekrar veyahut bölücülük sayılır. Zaten kardeş olan insanlara, inananlar ve inanmayanlar diye bir sınır çizdiğimizde, ikiye ayırıyoruz. İnananlar kardeş de, inanmayanlar patlıcan mı? diye bir soru zuhur ediyor.


Naçizane insanların kardeşliğinden de, müminlerin kardeşliğinden de büyük beklentilerim yok. Kardeşliğin, yani, elimizde olmayan cinsten bir yakınlığın, vazife getirdiğini ancak pek kuvvetli bir ortaklık getirmediğini gözledim. Kardeşlik reddemeyeceğiniz bir ilişki biçimi, insan evlendiğinden boşanır, arkadaşıyla küser, dostuyla ayrı düşer ama kardeşi hep kardeşidir ve bu manada yapabileceği bir şey yoktur. İstifa edemezsin, kardeşlikten kovamazsın.

Tüm insanlar kardeştir dediğimizde, her türden insanla kardeş oluyoruz. Eh, güzel, ama sonra nedir? Bu kardeşliğin bana veya onlara faydası nedir? Herkes birbirine öz kardeş gibi davranmalı diyorsanız, o öyle olmuyor, yaşayarak öğreniyoruz.


İnananlar kardeştir o sebeple daha manalı bir pozisyon. Burada da kardeşlik atsan atılmaz bir hukuk teşkil ediyor, insan kardeşiyle kavga eder, farklı düşünür, birbirini kırması da mümkündür ancak bunlar kardeşliği bitirmez. Ben bu bir milyara baliğ mü'min kardeşlerimin önemli ekseriyetine kendimi yakın hissedemiyorum, ancak onlarla kardeşlik hukukunu rafa kaldıramayacağımı da biliyorum. Adam katil, yalancı, hokkabaz, şantajcı, zani, hırsız, terörist, kötü, kötünün kötüsü ve en kötü ve saire olsa da kardeşim. Bu adamlar benim kardeşim olamaz demek istediğim çok oluyor, aklı olsa bunu yapmaz, aklı olmayanın dini de yoktur, o halde kardeşim değildir diye mantık oyunları da kurmak istiyorum ama kendimi inandıramadığım mantığa başkası da inanmıyor.


O zaman bu kadar soytarıyı benimle kardeş yapan inancın farkına daha çok varıyorum. Kardeşliğim tüm insanlara şamil olsa, inancımın bir önemi kalmaz ve kardeşlik de lafa kalbolur. Hem tüm insanlar kardeştir deyince, ya insan veya kardeş fazlalık hale geliyor. Tüm insanlar insandır veyahut tüm kardeşler kardeştir ne kadar manalıysa, tüm insanlar kardeştir de o kadar manalı, çünkü tüm insanlığın sahip olduğu bir vasfın, pek önemli bir vasıf olduğu söylenemez.

Kardeşlikten büyük beklentileri olanlar, insanların kardeşliğinden, herkesin birbirine kardeş gibi davranmasını bekliyor olabilirler. Ancak bu insanın nefsine, yaşamak ve soyunu devam ettirmek isteyen bir canlı olduğuna dair herhangi bir çözüm sunmuyor. Kardeşliğin başladığı ve bittiği bir yer yoksa, ha var, ha yok, ne farkeder?


Mü'minler kardeştir o kadar sası değil, çünkü mü'min dediğin adamın insanlıktan öte bir takım ek özellikleri olduğunu kabul ediyoruz. Allah'a ve herkesin işlediğinin hesabını vereceği bir güne iman ediyor diye düşünüyorsun mesela. Bu inancı ve o kendini pek kardeş gibi görmediğin insanlarla aynı odağa yöneldiğini de eklersen, insanın tüm hatalarından öte bir hukuka yol açtığına şahit oluyorsun. Bu şahitlik insanın inancına mukayyet olmasına sebep oluyor. Bu tenekeleri bana altın kardeşler yapıyorsa, herhalde bana da bir takım faydaları oluyordur.

Üniforma nasıl sıradan insanları askere çeviriyor ve onları birbirlerine karşı reddemeyecekleri bir hukukla sorumlu kılıyorsa, iman da sıradan insanları birbirine karşı hukukla donatıyor. Bu hukuka herkes riayet etmiyor, bu hukukun bir zorlayıcılığı yok ve (ben de dahil) pek çoğu için kardeşlik, inanmayan insanlarla muhatap olurken imtihan vesilesi ve hikmetini anlamak her zaman kolay değil. Mamafih kardeşlik çizgisinin aynı Rabbin kullarından çekilmesinin manasını yaşadıkça ve kardeşlerini, inanmayanların hoşuna gitmek için satıp kaybolanları gördükçe kavrıyoruz.

Mü'min için kardeşlik Allah'ın yüklediği bir pusula vazifesi görüyor. Kardeşlik hukukunu başkalarına iyilik adına değil, kendini kaybetmemek için sürdürmek zorunda. Mesele de insanın kiminle kardeş olduğu değil, hangi faziletin bu kardeşliğe sebep olduğu.

[Siyasetgede]