Gezi parkı meselesi sair yerlerde daha çok yazılır çizilir, ancak benim için inşallah konuyla ilgili son yazı.

Dün <https://mutlaktoz.wordpress.com/2013/06/12/capulcularin-isyani/#comment-5485>__ ve önceki gün <https://mutlaktoz.wordpress.com/2013/06/12/capulcularin-isyani/#comment-5479>__ bir blogda meselenin etik tarafını konu edinen bir yazıya iki yorum yazdım. Etik ve ahlak tarafıyla ilgili değildi, zaten bu konuyla ilgili doğrudan bir etik tartışması çok soyut ve havada kalır. Kim haklı? sorusuna Nasreddin Hoca'nın cevabından uygununu vermek mümkün değil. Farklı ahlaki zeminler üzerine oturan hayat anlayışlarının çatıştığı bir nokta burası, muhatabınızı ancak kendi etik anlayışınızla etiksizlik'e mahkum edebilirsiniz fakat onların bundan etkileneceğini sanmam.

Gezi parkı olaylarının bir park meselesi olmaktan çıkıp, bir rejim ve iktidar meselesine dönmesi en fazla iki gün aldı. Büyük ölçüde Erdoğan'ın nobranlığı sayesinde kazandıkları zaferi, kendi ham müslüman nefretleri sayesinde Erdoğan'a hediye etmeleri ise on gündür sürüyor. Bugün artık hükümet, valinin de ikrar ettiği gibi her an park direnişini dağıtabilecek noktada ve iş tribünlere (kendi seçmeni, Batı medyası ve sair taraflara) eylemcilerle beraber poz verme noktasına geldi. Erdoğan, yapılan diktatör ithamlarını tam tersine çevirecek hamlelerle ilerliyor; Topçu Kışlası'ndan vazgeçerek, inşa etmesinden daha büyük bir icraat ortaya koyacağını da anlamış olmalı. Bundan sonra eylem sürse de, bitse de, Erdoğan tüm siyasi berelerini tamir etmiş örnekler bırakarak yoluna devam edecektir. Eylemciler artık tamamen Erdoğan'a çalışıyor ve (zaten bildiğimiz gibi) siyaseten ham oldukları için farkında değiller.

Her neyse, derdim Erdoğan veya parkın akıbeti değil. Bu zaman zarfında somutlaşan bir kırılma. Kendimde ve etrafımda gördüğüm, şuradaki yazıda <http://www.litost.com/2013/06/mezarlarmza-tukurecekler.html>__ çarpıcı bir ifadesini bulan bir kırılma. Biz, yani ne Erdoğan'a minnet eden, ne de Türkiye'nin laik kültürüne dahil olmaya meraklı müslümanlar, bu işin sonunda kendilerini mazlum gibi göstermeye pek hevesli muktedir eskisi ve onların avanesindeki nefretle tanıştık.

Muktedir eskisi tuhaf bir tür. Vesayete karşı çıkıyormuş gibi yapıyorsa da, işine geldiği kadarına, işine geldiği yönde, işine geldiği zaman. Onun için doğal olan, bu ülkenin laikleştirilmiş düzeni, müslümanlar da o düzene uygun görüldüğü sürece makbul kabul ediliyor. Makbul olmayan müslüman her tür ezayı hakeder de kafalarının içinde duran ve böyle zamanlarda ortaya çıkan bir bedahet. En ufak kıvılcımda bizi yakmaya çalışacaklarına, bunun için her tür dezenformasyon, yalan, hakaret, aşağılama ve şiddete başvuracaklarına bu kısa süre içinde şahit olduk. Hayal kırıklığımız, hükümet cihazı elinde değilken bu kadar nefret kusan, Erdoğan da dahil müslümanlara, müslüman olduğu ve birlikte legal yollarla hareket etmeye çalıştığı için hakaret edenlerin, Allah korusun bir de siyasi güç sahibi olsalar hepimizi toplama kamplarına göndereceklerine kanaat ettik. Tüm o cafcaflı hayatların altında akan nefrete şahit olduk ve korktuk ve elbette böyle olmadığımız için hamdederek.

Kendi adıma bundan sonra haklı görsem de, aynı kıbleye secde etmediğim, kendi heva ve hevesine tapan kimselerle, iktidarda veya muhalefette olsun müslümanları hedef alan herhangi bir eyleme destek vermem. [1]_ İktidardaki müslüman beni aldatıyor olabilir ama en azından ne istediğini biliyorum, adaleti ve ahlakı ağzına sakız yapmış insanların, gücü bir defa ele geçirdiklerinde bunu bana karşı silah olarak kullanmayacaklarına emin değilim ve müslüman bir delikten iki defa ısırılmaz.

Birarada yaşamak gibi bir gayemiz vardı, neticede benim de etrafımda inanmayan, inansa da yaşamayan pek çok kimse var, derdim İslam'ın siyasi erkle dayatılması değildi. Adam içkime karışma dediğinde hak veriyordum, demokrasi dediğinde, bunun uygun bir zemin olduğunu düşünüyordum.

-yordum ve artık -muyorum. Bundan sonra içki ve sigara tamamen yasaklansın'dan, kamuda başı açık çalışmak yasaklansın'a çok konuda, acaba onlar ne düşünür'ü boşvereceğim. Başörtüsü bir simgeyse, saçını göstermek de öyledir; eroin zararlı olduğundan yasaksa, içki de zararlıdır, içine kattığınız çağdaşlık anlamı ne olursa olsun, zarardan korumak gerekir. Türkiye, bir zamanların Endülüs'ü gibi, İslam'ın en işlenmiş, en medeni, en güzel ve en derin halinin yaşandığı bir ülke oluncaya kadar, hem müslümanların fikren, zihnen ve ruhen ıslahı, hem küfrün, zulmün, çirkinliğin ve hamlığın ihatasına çalışacağız. Bu konuda kendilerinden bir şeyler öğrenebiliriz dediklerimizin, rehber olacak tıynette olmadığını gördüğümüz için yalnız olduğumuzu idrak ettik.

Bu ülkede bir arada korkmadan yaşamak mümkün değilse, bizim dediğimiz olsun.

Footnotes

.. [1] Eliaçık gibi <file:~/Repository/eminresah/beliacik/index.org>__ derdi müslümanların felahından çok, ayetleri sloganlaştırıp sosyalistçilik oynayan fırsatçı soytarılar bu fikrimde bir değişiklik yapmaz. Bir müslümanın dininden dolayı zulme ve hakarete uğradığı yerde, zalime kefil olup, işini kolaylaştırana hürmet etmem.