date: 2014-11-23 02:18:14 +0200

Oy verme yaşına 97'de girdim sanırım. O zamandan beri hiç oy vermedim. Bugüne kadar eksikliğini hissetmedim. %10'u geçme ihtimali olanların arasında güvenebileceğim kimse yoktu, ufakların eğlencesi de beni pek ilgilendirmedi. Ayrıca oy vermenin, pek de önemli görmediğim şu yazılardan çok daha önemsiz bir iş olduğuna kanaat ettiğim için kendimi yormaya da gerek görmedim. Çekirdeğini çıkarmaya üşendiği için zeytin yemeyen biriyim ve oy vermem herhalde beklenmemeli.

Kısacası pek umurumda değil bu konu.

İnsanların verdikleri oy neticesi oluşturulan politikalara ne kadar etkisi olduğundan emin değilim. Türkiye'de politika değil, adam seçiliyor, hatta parti başındaki tek adam seçiliyor ve bunun kitaplarda yazan demokrasiyle pek alakası yok. Bununla beraber falanca parti on milyon oy almışsa, ona oy verenlerin yapılan (iyi ve kötü) işlerin on milyonda birinden sorumlu olabilecekleri iddia edilebilir. Bu doğrudan bir sorumluluk değil tabi, kendisi yapmış gibi olmaz, sorumluluğun suyunun suyunun suyu gibi bir durum sözkonusu ama oy vermemiş kimselerden incir çekirdeği ölçüsünde daha sorumlu olduklarını söyleyebiliriz.

Geçen haftaki hadiseler işler kötü gitse hatırlayacağım AK Parti seçmenini, iyi gidince de hatırlama gereği doğurdu. Yönetici kadronun, diğer partilere nisbetle iyi olsalar da, görevlerinden fazlasını yaptıklarına (veya bu olaylardaki hikayelerin tamamını anlattıklarına) inanmıyorum. Bununla beraber diğer partilerden ziyade bu partiye oy vermiş herkese teşekkür etmek lazım. Tamama ermesini umduğumuz barışta ve İsrail'in özründe oy verenlerin vermeyenlerden daha fazla katkısı var. Teşekkür ederim.

[Siyasetgede]