Bu yazıyı sandıkların %60 kadarı açıldıktan sonra yazıyorum. Sanırım temenni ve fikrini birbirine karıştırmayan sair gözlemcilerin tahmin ettiği üzere, çökmesi beklenen parti %45-47 gibi bir oy alacak. Önceki yerel seçime göre hayli yüksek.

Muhalif denen adamların yerinde, havlayan köpekler olsa, bu seçim sonuçlarının ardından en azından susmaları gerektiğini anlarlardı. Etrafta kiminle konuşsam, normal şartlar altında bu seçimde Tayyip'e oy vermeyeceklerini ancak şartların normal olmadığını söylüyordu. Beni de, 97'de seçme hakkına kavuştuğum günden beri ilk defa sandık başına götüren bu anormal şartlardı zaten. Benim gibi saf ve temiz bir sandık bakirinden AKP'li çıkaran karanlığı lanetliyorum. Ne diyebilirim?

Son üç aydır bağırsak gazı ve kuş bokuyla hükümet düşürmeye çalışanlar, seçimin akabinde birkaç gün hileli falan diyecekler. Allah'ın emri o. Falanca muhitte filanca sandığın yüzde sıfır sıfır sıfır bilmemkaçlık etkisini düşünmek istemeyen istatistik cahillerinden dinleriz bunları bir süre.

Gezi dellenmesi ve Gülenist yellenmesinin Tayyip'i zayıflatmaya yetmediğini, bilakis ona ve oyverenlerine hakaret ettikçe daha net bir destek sunduklarını nasıl görmüyorlar? Milletin eline örtülü ödeneği verdiği adama başçalan demenin millete de hakaret olduğunu nasıl anlamıyorlar? Her halleri aşağılama, her halleri hakaret, sonra bunlar bize neden oy vermiyor? Neden versin?

Bir de Halk cahil, makarna kömür, eğitim şart geyiği var. Ne makarnaymış arkadaş, dünyanın stokladığı makarnayı AK Parti dağıtıyor herhalde bu 20 milyon kişiye. Bu kadar basit madem, çok kolay aslında mesele. O makarna dağıtıyorsa, sen de köfte dağıtırsın, kömür dağıtıyorsa, çırasını da sen verirsin, madem insanları kandırması bu kadar kolay, sen de kandırıver be, her tür çirkeflik elinizden geliyor madem, azıcık da fukara nasiplensin.

Meselenin çok daha basit olduğunu görmüyorlar. Millet de Tayyip Erdoğan'ın hallerinden memnun değil ancak daha iyisini arıyor, iki kelimeyi bir araya getiremeyen kalasları, ilk yapacakları icraat Kürtlere yeniden eziyet etmeye başlamak gibi duran adamları Erdoğan'ın alternatifi görmüyor. Bula bula Sarıgül'ü, Kılıçdaroğlu'nu, Bahçeli'yi çıkarıyorsunuz karşısına ve bir de bu adamlar neden oy alamıyor diye hayıflanıyorsunuz. Bu memleketin pek muhterem akıllılarının bu beceriksiz parti başkanlarını değiştirecek gücü bile yoksa, Erdoğan'ı değiştirmeye nasıl niyet ediyor?

Muhalefet önemli bir fırsatı kendi eliyle tepti. Bu işi bir güvenoylaması haline getirmese, Erdoğan'ı namlunun önüne yerleştirmese, en azından Ankara belediyesini kazanır, diğer yerlerde de önemli bir başarı elde ederdi. Hayır, muhalefet o kadar akıllı ki yerel seçimde hükümet düşürmeye kalkıyor. Tüh, yine düşmedi.

[Siyasetgede]