Sabahları e-postayla kendime rastgele bir Kur'an ayeti gönderdiğim bir uygulama var. İki seneden fazladır çalışıyor olması lazım.

Bugün (23 Temmuz) ilk defa, 17 Temmuz'daki biriyle aynı ayet geldi, İnşikak 84/19.

Şüphesiz siz hâlden hâle geçeceksiniz.

Aynı 10 gün içinde, aynı ayetin gelme ihtimali 620'de 1, %0.16 gibi bir yer. İnanılmaz değil ama dikkat çekici geldi.

Sonra kulaklıklar üzerinde kullanılan kırmızı (sağ)/mavi (sol) renklerin herhangi bir anlamı olup olmadığını merak ettim. Google beni Mandela Etkisi'yle ilgili bir Reddit sayfasına yönlendirdi.

Hmm, Mandela Etkisi de nedir?

İnsanların toplu hâlde yanlış hatırladıkları olaylar mevcutmuş. Tek bir kişinin Mandela'yı 1980'de veya 1991'de öldü diye bilmesine hafıza sorunu diye bakabiliriz ama eğer bin kişi aynı şeyi düşünüyor ve hatırlıyorsa, ne demek gerekir?

Buna benzer çeşitli olaylardan bahsediyorlar. Filmlerde bazı diyaloglar hatırlanıyor ama şu an yok, Avustralya'nın batısında bir kara parçası hatırlanıyor ama şu an yok, ABD'nin 51 veya 52 eyaleti olduğunu hatırlıyorlar ama 50 eyaleti var ve sair.

Basit hafıza problemi mi, alternatif uzay-zamanlar arası geçen zihinler mi, zaman yolculuğu mu? Ben de çizgi film jeneriğini Looney Tunes diye değil Looney Toons diye hatırlıyorum ama bunun üzerine fazla bahis oynamam. Buradaki etkileri şahsen yaşıyor olsam, hafızamın beni yanılttığını düşünürüm ama adamın biri, gerçekte var olmayan bir filmden bahsettiğinde ve insanlar da evet, böyleydi dediğinde, izaha muhtaç bir durum olduğunu düşünürüm.

Bunun zihin kontrolü gibi izahları da olabilir, insanlar toplu sanrı görebiliyor olabilir, kainat bizim bildiğimizi sandığımız şey olmayabilir, gelecekten geçmişe, geçmişten geleceğe akıp giden, alternatif kainatların hangisinde duracağı belli olmayan zihinlerimiz olabilir. Bunlar gibi bir şey olmayabilir de tamamen saçmalıyor, birbirimize bakıp uyduruyor da olabiliriz. Hafızalarımızın donanımı benzer olduğu için, aynı hataları da yapıyor olabiliriz.

Bugün konuyla ilgili son seyrettiğim video, Mandela'nın 23 Temmuz 1991'de öldüğüne dair bir referansın olduğu bir kitaptan bahsediyordu. Bugünün tarihine denk gelmesi dolayısıyla, bunu da ilginç buldum.

Naçizane inandığım zaten eskiden inandığımla aynı. Simülasyon hipotezine giderek daha fazla itikadım artıyor. Bunun bilimsel bir tarafı yok, bilimsel yöntemle ele alınacak, test edilebilir, denenebilir bir konudan bahsetmiyoruz. Ancak kainatı simüle eden yazılımın muhtemelen birden fazla kainat simüle ettiğini, bunların da verimlilik açısından çeşitli şekillerde birbirine bağlı olduğunu ve kuantum fiziğinden başlayıp, bu gibi hafıza olaylarında gördüğümüz tuhaflıkların da simülasyondan kaynaklandığına inanıyorum.

Bununla ilgili, insan zihninin kainatı nasıl yarattığı ile ilgili de bir hipotez geliştirebilirim belki. Ursula Le Guin'in rüyasında alternatif dünyalara geçiş yapan birini anlattığı The Lathe of Heaven isimli bir kitabı var. Oradakine benzer şekilde, insanların kurallı da olsa gerçekler arası zıplayan zihinlere sahip olabileceğini ve bu sebeple hangi simülasyon versiyonunda yaşayacaklarını yine kendilerinin belirleyeceğini iddia edebilirim.

Bunların hepsi boş spekülasyon tabii, bilim kurgu ile yeni çağcı manasızlıklar arasında bir yerde görünüyor şu an. Bununla beraber insanlara bilgi teorisi sunarken, bunları kapsamazsanız, sonunda insanlar bu gibi durumları nereye koyacaklarını bulamıyor.

Bugün bakarken, internetin sair noktalarından random sayılar alan ve bunların ne kadar random olduğunu kontrol eden bir site gördüm. Nokta ne kadar kırmızı olursa, bulunan sayılar rastgele olmaktan o kadar uzakmış. Yazıyı yazdığım sürece turuncu ile sarı arasında gezindi. Bu gibi ölçekler beni korkutuyor. Kuralı, kanunu, başı sonu belli, klasik fizik ve matematiğin en makul gerçeklik olduğu bir dünyaya doğup, ömrünün sonuna doğru her şey olabilir kıvamına gelmek zor. Allah aklımıza mukayyet olsun.