• Dün akşam ve bu sabah yazarken en büyük derdimin geç uyumak ve bunun neticesi geç uyanmak olduğuna kanaat ettim.
    • Geç derken?
      • 9 mesela. Veya 8:30. Sabah haritasını yazıncaya kadar 10 oluyor. O saatten sonra da çıkıp koşamıyorum. Bugün evde kürek çektim. Udemy dersi seyrederken kürek.
        • Kürek cezası gibi.
          • Forsa.
    • Neden geç yatıyorum?
      • Internet 🗺️
        • Internet'i kesmeyi denedim bir ara. Her ne hikmetse bir süre sonra geç vakte toplantı ayarlamaya başlıyorlar. Ya da ödenecek-yapılacak işler çıkıyor. Ayrıca artık derdim bilgisayardan internette gezmek değil, telefonda anlamsızca gezinmek. Bunun ayarı da yok. Elimin uçak moduna gitmesi lazım.
          • Gitmiyor mu?
            • Yorgun olunca hayır.
      • Sosyal medya 📺
        • Instagram sıkıcı. Alışveriş sitesine arkadaş fotoğrafı koymuşlar gibi. Twitter'da herkesi sessize alınca kendi yazdığımı görüp vazgeçiyorum kısa sürede. Kalbim kırık olduğu zamanlar girip baktığım online dating siteleri var. Onları da birer ikişer elemeye başladım telefondan. Bir tanesi kaldı.
          • Yani sosyal medya sebep değil.
            • Aslında sebep bu. Ancak bu semptom gibi duruyor. Uyumaya üşenmemin sebebi bu değil, uyumaya üşendiğim için bunlara takılıyorum.
      • Soğuk duş? 🥶
        • Soğuk duşun uyku kaçırıcı bir etkisi olduğunu sanmıyorum. Bilakis iki dakikalık eziyetten sonra hayli rahatlatıcı oluyor.
          • Kalkıp yapmaya üşeniyorsun, yine de.
            • Sıcak duş da olsa üşenirim. Soğuk olunca bir miktar daha fazla üşeniyor olabilirim.
      • Yalnızlık?
        • Biriyle beraber yaşamak lazım belki. Evimin düzeni olsun erkeklerinden olmaya başladım gibi duruyor.
          • Evimin düzeni olsun ve ondan da sıkılayım.
      • Yorgunluk? 😫
        • Evet, yorgunluk. Yorgunluktan dolayı uyuyamamak tezat.
          • Çocuklar da böyle oluyor ya. Yoruldukça huysuzlaşıyorlar ve huysuzlaştıkça uyumuyorlar.
      • İrade stoklarım bitmiş oluyor. 🔋
        • Bu saatten sonra yapılacak bir şey yok, hadi artık zıbar diyecek kadar irademin kalması lazım. O da mı bitmiş oluyor?
      • Boşluk hissini doldurmaya çalışıyorum. 😑
        • İnsanlar bunu nasıl dolduruyor?
          • Akşamları içilmesinin bir sebebi var. Yorgunluk, boşluk, iradenin bitmesi.
          • İnsanların da senden daha iyi durumda olduğunu sanmıyorum. Çoğu televizyonun karşısında kendini uyuşturuyor.
    • Akşamları vaktinde yatmak bana nasıl bir immediate gratification verebilir?
      • Belirsizlik lazım. Dopamin belirsizten besleniyor. Kumar gibi.
        • Zar atabilirsin.
          • 1 gelirse soğuk duş
          • 2 gelirse oyun
          • 3 gelirse Twitter
          • ...
            • Zarı atacak kadar bile irade ve enerjim olmayabilir.
      • Yorulunca yapmak isteyeceğim, beni uykudan alıkoymayacak bir şey lazım.
        • Elimden telefonu bıraksam pek çok şey yapabilirim. Sorun zaten onu bırakamıyor olmak.
        • Telefonun şarjı bitinceye kadar Minecraft oynamak ve kitap dinlemek?
          • Bu mümkün. Definite and immediately gratifying.
          • Minecraft çocukları hatırlatıyor.
            • Hatırlamak iyi. Asude ile oynayabiliriz hatta.
            • O halde saat 9'u oyun zamanı yapalım.
              • Kitap dinle ve minecraft oyna.
                • Dışarıda geçirdiğim gecelerden sonra da gelince telefonun şarjı bitinceye kadar.
  • xvc'yi en kolay nasıl tanıtabilirim?
    • Kolay olmak zorunda mı?
      • Yoksa üşenirim. Sahneye çıkmak zaten zor geliyor.
      • Etkili olması daha önemli değil mi?
    • Tanıtım opsiyonlarımızın hepsi yazı içeriyor.
      • Blog posts
        • Development logs
        • Open a blog to xvc.dev ❓
        • Comparison between various options.
        • Submit to HN/Reddit/Other places.
      • Improve docs
  • Baharda Tallinn'e gitsem mi acaba?
    • Estonya elçiliği, konsolosluğu nerede?
      • Şu ana kadar öğrenmiş olman lazımdı.
    • İş de arayabilirim Estonya'da.
  • Evi Airbnb haline getirmek için ne yapmalıyım?
    • Bir yatağı bile olmayan adamın boş hayali gibi duruyor şu an zihnimde.
    • Kendi yattığım odaya bir yatak ve bir dolap lazım.
    • Sadece üst katı kiraya veririm. İki oda, bir banyo. Ben aşağıda yatarım.
  • ThinkPad'i yukarı çıkarıp onda seyretmeye başladım.
    • Saat 9'dan sonrasını serbest oyun zamanı yapalım.
    • Oyun oynadıktan sonra duş alır, sonra yazarım.
    • Oyun oynamak neden suçluluk üretmiyor?
      • Bir şey yapmış olmuyorum ama en azından sosyal medya kadar saçma hissetmiyorum kendimi.
      • Sosyal medya neden acayip bir suçluluk üretiyor?
        • Kendine has bir manasızlığı var. Oyunlarda benzer bir şey hissetmiyorum. Muhtemelen daha uzun süre vakit geçirebildiğim ve odaklanabildiğim için. Twitter'da her cümlede bir başka duygu var. Instagram da benzer. Zihnim bunları sevmiyor. Alışmıyor. Dinginliğe aykırı. Bir oyunda uzun süre tema değişmiyor.
        • Online oyun oynayamıyor olmanın sebebi ne?
          • Kendini kaptırmak korkusundan sanıyordum. 20 sene önce World of Warcraft yüzünden sınıfta kalma tehlikesi geçiren bir arkadaşım vardı. O zamandan beri online oyun oynamıyorum ama aslında oynayabiliyormuşum. Geçenlerde Brawl Stars oynadım Asude'yle takım olup.
  • Bugün termosumu kaybettim sandım.
    • Bir şeyleri kaybetmenin hayatın kırılma noktalarına denk geldiğini düşünürüm. Termos kayıpları da böyle. Geçenlerde ışık saçan kulaklığım kırıldı. Şimdi de termos kayboldu sandım.
    • Kahve Dünyası'nda unutmuşum.
      • Gittiğimde hemen sordum, başkasıyla ilgilenen kasiyer hemen cevap vermedi. Ben de susmasını yok demek gibi anladım.
  • Biraz hayal kuralım: Nasıl bir hayat istiyorsun?
    • Her günü aynı mı, her günü farklı mı?
      • Rutinlerimi seviyorum. Bunların üretkenliğe faydası olduğunu düşünüyorum.
        • Üretmek her şey mi?
      • Bunun aynı/farklı diye iki cevabı olmayabilir. Herkesin alışkanlıkları ve rutinleri var, herkesin bu rutinler arasında değiştirdiği işleri var. Her gün aynı yoldan işe gidiyor ama işte farklı insanlarla konuşuyor.
        • Her günüm aynı demek biraz yalınkat bir bakış.
          • Her günüm farklı demek de öyle.
    • İlerlemeye inanıyorum. Yaptığım işlerde ilerlediğim bir hayat lazım. Dünden %0.1 daha ileri gidebilmişsem, iyi bir gündür.
      • Hangi konuda %0.1?
        • Sorumlu hissettiğim konularda.
    • Gün içinde az sayıda önemli karar vermek. Hayatın kalitesini gösteren şeylerden biri olabilir.
      • Giydiğin kıyafetlere karar vermek önemsiz.
      • Girdiğin ihalede verdiğin fiyat önemli.
        • Her zaman böyle kararlar veremezsin.
          • Her zaman olmasa da, insanın her gün aynı konuda karar vermeye çalışması bence mutsuzluk sebebi. Bugün ne yesem? Bu önemli bir karar değil, kolay bir karar olmalı.
            • Her gün ne yiyorsan onu.
    • What can you use for immediate gratification?
      • In think using something for gratification defeats its purpose.
        • You're bored easily.
        • When I know something is done regularly to gratify myself, I don't get enough joy from it.
          • You need real surprises.
            • A friend with surprises.
            • A friend without surprises.
              • Without bad surprises.
          • This is also in line with brain chemistry.
  • Ne yazmak istiyorum?
    • İstiyor muyum?
      • Bunun bir cevabı yok. Şu an yazmaktayım.
        • İsteyerek mi?
          • Evet.
    • İnsanları etkileyecek şeyler?
      • Bir hikaye olmadan insanları etkilemek mümkün mü?
        • Sadece eğlenmek için değil, öğrenmek için de hikayeden başka yol yok.
      • Nonfiction yazmak ister miydin?
        • İngilizce yazmanın bedava da olsa getirisinin daha çok olduğuna kanaat ettim.
  • Bugün Tim Ferriss'in Tribe of Mentors isimli podcastinden bir bölüm dinledim.
    • Tribe of Mentors: James Cameron & Suzy Amis Cameron — Favorite Failures, Bad Advice, and Most Gifted Books
    • Veganlık propagandasından başka bir şey hatırlamıyorum. Bunu da çevre açısından savunuyorlar.
      • Et yiyenlerin eğitimsiz olduğundan bahsetti kadın.
        • Adam da eş kadrosundan vegan olmuş gibi duruyor.
    • Çiftin 5 çocukları varmış. İkiden fazla çocuk üretmiş insanların çevresel bilmemne demelerinde bir iki yüzlülük görüyorum.
      • Et yiyen bir insan, ne kadar et yerse yesin et yemeyen iki insan kadar masraflı değildir.
    • Bilindik hikayeler. Bitki tabanlı besinlerde de protein varmış.
      • Var tabii ki. DHA yok ama. Her amino asit yok. Sadece bitkisel gıdayla beslenen bir mağara adamı yok.
    • Çocuklarının okulunda plant based diyete geçmeye zorlamışlar. Velilerin yarısı okulu bırakmış. Kalanı da müthiş bir endoktrinasyonla ancak eğitilebilmişler.
    • Bir büyükbaş hayvanın çevreye verdiği zararı sıfır noktasından ölçüyorlar. Şu kadar yakıta, bu kadar suya maoluyor bir inek.
      • Hemen hemen sudan ibaret marulu üretmek ve taşımak ne kadar maloluyor?
      • Bir kilo etin sağladığı faydayı sağlayacak bitkisel besin ne kadara üretiliyor?
    • Bu podcasti dinledikten sonra dry-aged biftek aldım. Yarın yapacağım.
    • Bu adamın filmlerini seyretmedim zaten. Bundan sonra da seyretmem plant-based amcayı.
    • Tim Ferriss de hiç söz almıyor. Adam aslında benim gibi besleniyor. Kitaplarında da yazmış.
      • Bunlar konuşurken kenardan güldüğünü düşündüm sadece.
  • Duolingo'da İspanyolca çalışıyorum.
    • Maestro ve maestra, muallim ve muallime.
    • Jueves - perşembe ve martes - salı. Tuesday ve Thursday deyince karıştırıyorum.
    • Medico ve medica, hekim ve hekime.
    • İspanyolca nereden çıktı, ben de bilmiyorum. En uzun kurslardan biri, uzun süre meşgul eder diye başlamıştım sanırım.
[Dalga] #yazı #hayat #uyku #veganlık