• Bulan özünü, gören yüzünü
  • Gece ile aramız iyi. Hastayken bile uyandırıyor.
    • 4:43 - İlaç aldım.
    • Sonra yazdım. Asıl ilacın yazı olduğuna karar vererek.
  • Neden hasta oluruz?
    • Ciddi hastalıklar dahi psikosomatikse, ufak hastalıkların da öyle olduğunu düşünebiliriz.
      • Ben neden hastayım?
      • Sıkıldığımız için hasta olur muyuz mesela?
        • Kendini boşluğa sal. İçine dolsun ve sen de boş ol.
  • Bütün bu yıllar boyunca kendinizi tanıyabildiniz mi E~ bey?
    • Bir yerde kendini bil ve bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir aynı kapıya çıkıyor.
      • Hangi yerde?
        • Kişiliğin özünün bir alışkanlık ve sosyal yapı olduğunu idrak ettiğin yerde.
      • Duyguları ve algıların olmadığı bir yerde mi? Onların hiçbir şey olduğunu mu söylüyorsun?
        • Bunların bir öz anlamına gelmediğini söylüyorum.
      • İnsanın bir özü yoksa, ölümden sonra yaşamı da yoktur, o zaman?
        • Ölümden sonra yaşayabilmek için tek yol bir özünün olması mıdır?
          • Bir benlik yoksa, kime ceza verilecek ve kim cennete alınacak? Ortada bir kim yok ki?
            • Belki şunu düşünebiliriz: Algılar nasıl varsa, yine varolabilir. Onların bir öze bağlı olması gerekmez.
            • Benliğin bir alışkanlık, pratik bir sosyal yapı olduğunu, canlı olmamızdan kaynaklı bir yanılgı olduğunu kabul edersen, bu alışkanlığın sadece benimle ilgili olmadığını anlayabiliriz.
              • Beni ben yapan dünyadır.
              • Bu yüzden de eğer ben varsa, bu dünya da, bugünküne benzer şekilde varolmak zorundadır.
                • Allah'ın kudretine hepsi sığar?
                  • Evet. Bu bir yana, dünyaya benzer bir ahiretin olması veya benliğin yine aynı şekilde yaratılması da mümkündür.
                  • Buna inanmakla beraber, dünyadan çok da farklı bir ahiretin varlığının benlikle çeliştiğini kabul etmek lazım.
    • İnsan bazılarının yanında başka şekilde davrandığını farkeder.
      • İki yüzlülük mü?
        • Hayır. O anlamda değil. Bilinçli olarak değil, bilinçsizce kendimizi yeniden üretiriz.
          • Kendim dediğin bunların hangisi?
    • Hayatın sana sunduğu bütün ihtimalleri, kendinin alabileceği bütün şekilleri sınayıp özünün ne olduğunu anlamaya çalışabilirsin.
      • Bütün bunların sonunda varacağı nokta, bir canlı olduğunu ve canlı olmakla malül olduğun.
      • Algılarının sana sunduğundan başkasına gücün yetmediği.
        • Kimsin sen?
        • Kime aitsin?
      • Kendini centilmen sanıyorsun ve askere gittiğinde bir bakıyorsun, içinden başka biri çıkıyor.
    • İki veya üç sonuç çıkarttım buradan.
      • İnsan benliği bir takım algı yapılarından, kendimize anlattığımız hikayelerden mamül içi boş bir kavramsa, ölümden sonra bunun devam edeceğini söylemek zordur.
      • Dünyevi kimliklerinden şikayet ettiğimiz insanlar özünde bile değişebilir.
        • Kendimiz dahil.
        • Bu değişim için gereken şartlar oluşmamış olabilir, yapılamayabilir, şartlar değişmeyebilir.
          • Ancak pratikte mümkün olmayışı, insanın teorik olarak aynı kalacağı anlamına gelmez.
            • Yani insanlardan bunu beklememek, değişmemelerine güvenmemek lazım.
            • Şartlar değişirse, insan da değişir.
      • Eğer insan benliği boş gösteren ve sadece pratik bir kavramsa
        • Para gibi mesela, kendi değeri olmadığı ve bir işe yaramadığı halde herkes değerli kabul ettiği için değerli.
        • Benliğin değeri de sosyal tedavüldeki pratik faydasından ileri gelir.
          • Benliğin bazı durumları insanı benliğin boşluğuna daha yaklaştırır.
            • Ekonomi için iyi olan, insanların ortak parasının herkes için geçerli olması ve herkes için anlamlı olmasıdır.
            • Benlik için de iyi olan, bunu korumak zorunda olmadığımız, bu yanılgımızı savunmak zorunda kalmadığımız durumlardır.
              • Çeşitli sosyal tehlikeler yüzünden benliğini savunmak zorunda kalıyorsan, özgürlüğün yoksa ve benliğini göstermek zorundaysan, ondan vazgeçmen ve içi boş diyebilmen daha zordur.
    • O halde, yeniden ahiret inancına dönelim: İnsanlar öldükten sonra yaptıklarının cezasını görmeyecek mi?
      • Birine yaptıkları yardımın karşılığını almayacak mı?
        • Benliğin boş olmasının ve dünyanın ötesinde bir anlamı olmayışının doğrudan sonucu bu değil mi?
          • Evet, düz anlamıyla bu. Eğer ölümden sonra devam etmeyeceğini biliyorsan, ölümden sonrası için yatırım yapmaya gerek yok.
          • Yine de ahiret inancının bu manada önemli bir anlamı olduğundan emin değilim.
          • Daha çok insanlar iyi hissettikleri için iyilik yapar ve kötülük insana kötü hissettirir demek lazım.
            • Ahiret inancı olanlar daha çok iyilik yapıyor ama, istatistiksel olarak.
              • Buradaki kilit nokta inançların duyguları rasyonelize etmek için kullanıldığı.
              • İyi hissettirdiği için iyilik yapıyorum demek yerine karşılığını ahirette alırım demek daha kolay geliyor.
              • Bu kötü duygularla, intikam hissiyle uğraşmak zor geliyor, bu işin peşini bırakıyorum demek yerine Allah'a havale ediyorum demek daha kolay geliyor.
                • Bir rasyonelizasyon mekanizması diyorsun yani.
                  • Büyük ölçüde evet. Sosyal bir rasyonalizasyon mekanizması. Biraz da eğitim.
                    • Eğitim dediğin, inancın faydasına inanç gibi mi?
                      • Bir merdiven gibi düşün. Yaramazlık yapan çocuğa söyleyecek bir şeyin olması lazım. Bedeni büyümüşlerin çoğu da çocuk gibi.
    • Ahiret inancı yerine Allah'la doğrudan muhatap olduğum bir inancı geliştirebilirim.
      • Bu daha güçlü olur.
      • Allah inancını sürdürüp, ahiret inancını sürdürmemek nasıl mümkün? Allah varsa, adil değil mi? Hepimizin yaptıklarını görmüyor mu?
        • Deizm'den bahsetmiyorum. Allah'la muhatap olduğunu, daima huzurda olduğunu kabul etmek de bu yollardan biri.
        • Ateizm hiç değil. Allah'ı inkar etmek, kainatı inkar etmek, varlığı inkar etmekle aynı şey.
        • En yakın arkadaşın bir şeyler söylemiş ve onları doğru anlamaya çalışıyorsun.
          • En yakın arkadaşın insanları manipüle etmek için ve onlara sadece pedagojik faydası yüzünden öldükten sonra yaşayacaklarını mı söylemiş.
            • Özünde doğru olmayan bir şey yok. Öldükten sonra yaşayacaksın demek, bugünkü gibi benliğin olacak anlamına gelmez.
            • Öldükten sonra canlılığın bizatihi kendisine dahil olacaksın.
              • Onun sağ eline veya sol eline.
                • Dokuzbindoksandokuz isminden birine.
          • En yakın arkadaş benliği ve onun etrafındaki inançları iskeleler olarak yaratmış.
          • Benlik binasını koruyacak ve o inşa edilinceye kadar etrafında duracak iskeleler.
            • Benliğin içi boş dedin.
              • İçi boş ve dışı var, dışının dışında da iskele var. Ahiret inancı bu iskele.
                • Başka şekilde olamaz mı?
                  • Olabilir. Başka inançlarla da aynı benlik inşa edilebilir. Bize bunlar düşmüş.
            • İçerse öldükten sonra yanacağına inanan bir insan, diyelim içki içmiyor. Sen bu adama yıllar sonra bunların hepsi eğitim içindi dersen içer mi?
              • Hayatın sonraki safhalarında, bana inançlarımca kazandırılmış alışkanlıkların aslında doğru olduğunu farkediyorum. Bu inançların içerikçe yanlış olması, bana kazandırdıkları alışkanlıkların da yanlış olduğu anlamına gelmiyor. Müslümanca yaşamaktan memnunum, nihayetinde hikaye bu dünyadan ibaret olsa da memnunum.
                • Ahiret inancının yanlış olması seni yıkmaz yani?
                  • Hayır. Bir şeylere bağımlı olmak veya hayatın kendisiyle başa çıkamadığım için bir şeyler içmek, bunlar özlediğim alışkanlıklar değil.
                    • İnançlara da böyle alışkanlıklar gibi bakabiliriz. Kimisi içkiyle sarhoş olur, kimi inançlarıyla.
              • İnsan benliğini gösterdiği davranışlar yoluyla anlar. Karşısındaki insanı da böyle.
                • Ancak bir defa benlik ve onun etrafındaki inançlar boş dediğinde, bu benlik boş inancının kendisi de dahil anlamını kaybeder.
                • Önemli olan olmayan benliği nasıl inşa edip, yoklukla nasıl başa çıktığın.
[Dalga] #benlik #ahiret #İslam #iyilik #kötülük #Allah