İnsanların benim onlardan sıkıldığım kadar benden sıkılmadığını kabul etmek zor geliyor. Sevdiğimden çok sevildiğimi gördüğümde de böyle. Bunu kabul ettiğimde içimi bir suçluluk kaplıyor.

Sıktığımdan çok sıkıldığımı gördüğüm her olayda biraz daha kapanma isteği beliriyor içimde. Bu suçlulukla mücadele etmek için kendimi insanları sevmeye -- veya onları o kadar sevmediğimi göstermeye çalışıyorum. Sevginiz ve ilginiz karşılıksız deyip kendimi uzak tutmaya çalışmak.

Bunlar tabii saçma davranışlar. Olduğun gibi ol, sevdiğin kadar sev, sıkıldığın kadar sıkıl. Ne olmaya çalıştığını karşındakine bakarak belirlemeye çalışmanın sonu yok.

[Demzen]