Your brain at work isimli kitapta beynin en çok enerjiye ihtiyaç duyduğu aktivite öncelikleri belirlemek diye okudum. Çoğu insan bu yüzden öncelik belirlemekten nefret ediyor. O da olsun, bu da olsun veya o da olur, bu da olur.

Bunu yazdığım masada önündeki kitabın hemen bütün satırlarını çizen bir kız gördüm. Hangi satırın daha önemli olduğuna karar vermek yerine, hepsinin önemli olduğunu düşünüyor olmalı. Böylesi daha kolay zira, hepsi düşünmeden halledilebiliyor.

Hayatında neyin öncelikli olduğuna karar vermek yerine kimseyi kırmadan ve tercih yapmadan yaşamaya çalışmak. Modern dünyanın miazmasından zayıflayan düşünce gücünün getirdiği bir içi geçme hali. İmkanların çokluğu ve kendini akışa bırakınca da hayatın genelde kötü olmamasının getirdiği bir uyuşukluk. Şikayet ederek de olsa yaşamaya devam ediyorsun, öncelik belirleyecek kadar net meseleler yok, her gün ayrı bir dert, seni o gün tercih yapmaktan kurtaracak milyon tane mesele zuhur ediyor. Rastgele birine sardırıp konuşuyorsun. Zaten bir yerde iş bulacak, zaten bir yerde yaşamaya devam edecek ve zaten bir şekilde hayatını geçireceksin. Kafanı yorunca da sonuçlar o kadar değişmiyor.

Sonuçlar değişmiyor ama hayatın getirdiğine ilgini kaybediyorsun. İyiyle daha iyi, güzelle daha güzel arasındaki fark kapanıyor. Umurunu kaybediyorsun. Umurun gittikçe umudun da gidiyor. Umudun gittikçe yaşamışsın veya ölmüşsün, bir farkı kalmıyor. Nasılsa daha iyisi yok. Kafanı yorma ve kolanı içmeye devam et.

[Demzen]