Hala öyle dertleri olanlar kaldı mı bilmiyorum ama zamanında Türkiye'de İslamcılık düşüncesinin önemli sorunlarından biri kurtuluşun aşağıdan yukarıya mı, yukarıdan aşağıya mı olacağıydı.

Aşağıdan yukarı işte cemaatler yoluyla insanları şuurlandırarak veya yukarıdan aşağıya devrim veya siyaset yoluyla. Ben naçizane ortalama insana pek güvenmediğim için yukarıdan aşağıya kurtuluş taraftarı bir devrimciydim. Ortalık o zamanlar bu kadar çamura bulanmamıştı.

İslamcılık zaten bu demektir büyük ölçüde. Toplumu idare eden mekanizmaları ele geçirmek ve bu yolla İslami bir hayat tarzını dayatmak. Dayatmak deyince biraz kötü durdu ama herkesin herkese bir şeyler dayattığı bir dünyada İslamcılar biraz da biz dayatalım demiş olabilir. Anlamlı.

Ortada içki haramdır diye bir hüküm var: Bunu insanlara içki içmemeyi öğreterek mi uygularsın, içkiyi yasaklayarak mı? Ben hiçbir zaman ortalama insanın böyle öğretilerek bir şeylerden uzak tutulacağına emin değildim. Hala değilim. İçki gibi zararı bariz bazı şeyleri öğretmesi kolay ama faiz gibi bazı diğer hükümleri öğretmek biraz zor.

Hayat tarzlarının kavgasında bireye aşırı önem verildiğini düşünüyorum artık. Sosyal mekanizmaları ele geçirmenin insanları eğitmekle bitmediğini, devleti ve siyaseti ele geçirmekle de bitmediğini gördük. Türkiye teoriode yirmi senedir İslamcı bir yönetimle yürütülüyor ama içinden bakınca biz artık yirmi sene öncesine kadar daha seküler bir toplumuz. İçkiyi yasaklayalım mı diye sorsak alacağımız cevap yirmi sene öncesinden daha net bir evet değil.

[Demzen] #islam #islamcılık #politika #kurtuluş #yukarıdan aşağıya