Birinin beni sevmesinin sebebi ona bu sevgiyle bulunduğu sıkıcı hayattan bir çıkış sunuyor olmam. Çıkışı ben sunmuyorum, benim hayatım da sıkıcı, vaadettiğim de bitmez tükenmez eğlence değil.

Bir süre hayatındaki sıkıcılığı unutturacak bir bahane oluyorum. Birkaç ay. O sıkıcılıkla yüzleşmek ve yapması gerekeni yapmak yerine benimle ilgileniyor. Sonradan aradığı da bu. İlk heyecan dedikleri.

Çünkü sonradan bu hayat da sıkıcılaşmaya başlıyor. İnsan daimi eğlenceli biri olamaz. Belki olur ama bunu sürdürmek için gereken alkol ve uyuşturucu ona felah vermez. Sonunda ya sıkıcılık, ya hastane, ya tımarhane.

Her yerde bir sıkıcılık. İçine düşmek zorundasın. Nereye düşeceksin? Hangi maksatla?

O noktada karşına çıkan birine, hayatındaki değişikliği ihale edebilirsin. Ben yapamıyorum, senin bahanenle yaparım. İnsan ilişkilerinin çoğunun böyle bir kendim başa çıkamıyorum, belki bahanenle başa çıkabilirim veya olmazsa kaçabilirim hissinden kaynaklandığını düşünüyorum.

Bu kaçma hissi birinden kaçma da değil. O ayrı. Bu kendinden kaçma hissi. Aşk dedikleri de insana kendinden kaçma bahanesi. Sıkıcı hayatından nereye sığınmak istiyorsun?

Sığındığın da seni sıkacak. Bunu keşfedene kadar biraz zaman geçecek. Şartlar değişecek. Zaten o kadar uzun vadeyi kimse düşünmez. Devam edip gidecek işte.

[Demzen] #sıkıcılık #hayat #sevgi #aşk #ilgi