Geçen gün Galataport'ta tuvalet ararken Yas Odası diye bir yer gördüm. Sergi varmış. Kurtuluş savaşından kalan asker hatıraları. O an giremedim ama sonradan gezdim. Elinizde elektrikli fenerle gezdiğiniz karanlık bir oda. Burada kimlere yas tutuyoruz diye düşündüm biraz. Neticede yitip gitseler de anlamlı bir savaşın içinde şehit olmuş askerlere mi anlamsızlık içinde kuduran kendimize mi yas tutuyoruz, bilemedim.

Dün de orada tanıştığım bir arkadaşla sohbet ettik. Bana iki yıl önce rahmetli olan ilk ve tek sevgilisinin ardından tuttuğu yası anlattı. Hayatımda dinlediğim en romantik aşk hikayesi olabilir. Dışarıdan baktığında hiç de böyle bir hikayenin konusu olacak birine benzemiyor. Zaten şimdiye kadar gördüğüm, asıl kırıklığı güler yüzlü olanlar yaşıyor. Ayrılırken sarıldı, iyi ki karşılaştık da dinledin bunları dedi. Bunu söyleyince mutlu oldum. Dün dört kişiyle böyle konuştuk. Diğerleri daha ufak meselelerdi ama insanların bana samimi bir şeyler anlatmasını seviyorum.

Bir ara sordu. Senin de hayatın çok normal değil gibi abi diyerek. Ben de yalnız yaşıyorum ama anlattığım hikayeleri ağlayarak değil küfrederek anlattığım için artık anlatmamayı tercih ediyorum dedim. Bu gerçek. Gizlediğim bir şey yok ama ellibin veriyordum, yüzbin istedi muhabbetinden sıtkım sıyrılmış. Sırf bunu anlatmamak için bile yeni kimseyle tanışmıyorum artık. Oğlana da senin hikaye daha dramatik ama arkasından rahmet okuduğun, hatıralarıyla hala yaşadığın biri var, ben kimseye böyle samimiyetle rahmet okumuyorum dedim. Biraz da utandım tabii, kızın çıkamadığı ameliyattan hemen önce annesine bana bir şey olursa, onu evlendirmek senin vazifen dediğini anlatıyor, ben de onun arkasından yedi senedir bitmeyen boşanma hikayemi anlatıyorum, benimki biraz ayıp oluyor.

Kendimde yas engellilik var sanıyordum. Yas tutma özürlü. Bunun sebebinin yas tutamayış değil, yasın bendeki karşılığının genelde kaza atlatma veya hatanın büyüğünden dönme gibi duygularla beraber bulunmasından olduğunu keşfettim. Geçmişe dönüp iyi ki kurtuldum, ya bir de şimdi onunla uğraşmak zorunda olsaydım dediğin kimseye yas tutamıyorsun. Belki bunu demeyeceğin tek kimseyle ölene kadar yaşamak lazım. Gerçek yası ancak o zaman tutarsın belki.

[Demzen] #yas #evlilik #ilişki #ölüm