Bugünlerde bir keyifsizlik hali. Geç uyanıyorum. Kendi üzerimde Ginkgo Biloba deniyorum. Onun etkisi mi? Az yazıyorum, ondan mı? Çocuklarla geçirdiğim bayramda hiç yazmadım, sonra da yazmadım. Kendimi fazla didikliyorum, ondan mı?Hasta da olabilirim, biri Bangalore, biri Berlin'deki iki iş arkadaşım hasta -- belki bana da bulaşmıştır. Bu hastalıkların yarısı psikolojik, malum.

Hasta olduğumu nefes tutma süremin azalmasından anlıyorum. Bugün 2 dakikanın üzerine çıkamadım. Buğday yiyince de böyle oluyor. Göbeğim de büyüyor. Bacaklarım ağrıdığı için koşamıyordum iki haftadır. Kafa yapan araçlarımdan uzaklaştıkça derinleşen bir kendinle ve başkalarıyla ilgilenmeme hali. Sıkıldım. Memleket de sıkıcı zaten. Tatsız adamlar ve çirkin kadınlar. Didikleyecek kimse yok. Merak ettiklerim azaldı. Olanı olduğu gibi görmek bu oluyor sanırım.Olanı olduğu gibi görsen sıkılırsın diyen olmamıştı şimdiye kadar, ben demiş olayım.

Beni dedim, en kolay yoldan hakikate eriştir. Birkaç gündür ettiğim dua bu. Bu konuda eziyet görmek istemiyorum artık. Yeter canımı acıttığın. Hakikat hakikat diye sayıklayacak da bir durum yok aslında, belli ki hakikatin bir numarası yok, sıkıcı olmasa kendimizi gafletle eğlemeye çalışmazdık. Bir takım ebedi mutluluklar için beynine giden kanın durması lazım. Hakikat nerede? İşte orada, ölüm.

Bundan sonraki duam hakikatine bir gafletine iki diye başlayabilir. Ne yapacaksam hakikati. Hakikate muhatap olmak için bir motivasyon lazım. Nihayetinde hakikati bu dünya için kullanacaksan, hakikat dediğin de bir gaflete dönüşüyor. Bakınız elimde bir kitap var ve bu hakikati içeriyor diyorsun ve bu lafları kullanarak kadın kovalıyorsun.

Böyle zamanlarda derin bir solipsizm ruhumu çatlatıyor. Ben varım, Allah var, gerisi yalan. Gerisinin bu konuda ne düşündüğünü merak etmiyorum. Nasılsa yalan, ne düşündüğünün ne önemi var?

[Demzen] #hakikat #gaflet #solipsizm #dua #nefes #Ginkgo Biloba