Huberman podcast'inde soğuk suya maruz kalmanın sudan çıktıktan sonra kokain kadar (normalin 2.5 katı) kadar dopamin artışına sebep olduğunu söylüyordu. Bunun dışında yağ yakmayı hızlandırıyor, metabolizmayı güçlendiriyor (sporda ve açlıkta olduğu gibi) bünyeyi şoklara alıştırıyor.

2019 Haziran'ından beri her gün iki defa yapıyorum. Bu beş senede belki bir iki defa aksatmışımdır. Yine de hala üşeniyorum. Gece uykuya gitmeden önce soğuk suyun altında dört dakika geçirmekten hala korktuğum için savsaklıyorum. Sabahları iradem biraz yerinde olduğu için daha rahat. Günde iki olması da sabahları aman ya, akşama yaparım, akşam olunca da sabah yaparım demekten alıkoymak için. Çok yorgun olduğumda akşamları yapmadığım da oluyor. O da ayda bir.

Kokain kadar mutlu ediyor mu bilmiyorum. Hiç kokain denemedim ama ortalama bir terapistten daha mutlu ettiği kesin. (Şimdilerde moda terapist sizi mutlu etmez demek ama anladınız işte, nihayetinde soğuk suyla bir şeyleri düzeltmek terapistle düzeltmekten daha kolay.) Bir miktar kendimi cezalandırmak için ve acaba yapabilir miyim diyerek başlamıştım ama kırkıncı yaş hediyesi olarak iyi bir hediyeymiş. Ondan beri hayli nadir hasta oldum ve genel olarak daha mutluyum. Devam ettirmesi pek çok alışkanlığa göre daha kolay. Su yoksa bakkaldan beş litrelik bidon alıp kafamdan aşağı devirebiliyorum mesela.

Bir dezavantajı varsa, o da işte otellerde kendimi kazıklanıyormuş gibi hissediyorum. Jüt hasırda yatmaya başladıktan sonra bu kazıklanma hissi biraz daha arttı. Bana sıcak su veya yatak lazım değil, sadece soğuk su ve temiz bir oda yeterli diyebileceğim bir otel yok. Öyle olunca da gezemiyorum. Karavan mı alsam veya biraz para biriktirip yat mı demirlesem ucuz bir marinaya?

[Demzen] #Andrew Huberman #soğuk su #terapi #soğuk duş #terapi #otel #teoloji