Terapiye git, kendini yaptır dedi. Kendini yaptır deyince sen bozuksun demek. Bozuk muyum bilmem ama terapi denen faaliyetin bu bozukluğa ne faydası olacağını bilmiyorum.

Birincisi, bu zamana kadar öğreneceğini kendi öğrenmiş, hayatını kendi tanzim etmiş ve hemen her konuda burnunun dikine gitmiş birinin, aylar sürecek bir terapi ilişkisini kurmasının faydasından emin değilim.

Üç kere denedim. Hayatımda sabit, tekrar eden en büyük sorun gidip aynı ilişkileri tekrar yaşamak diye. Edindiğim kadın imgesinin müsebbipleri hakkında konuşmak için. En uzunu altı aydan fazla sürdü ve muhtemelen o sürede oturup (buradaki gibi) kendi kendime konuşsam öğreneceğimden fazlasını öğrenmedim.

Bu kimseye faydası olmaz demek değil. Eminim çok fayda görenleri vardır. Belki doğru terapist denk gelmemiştir veya aslında bozuk değilimdir. Sonuncusunda benim sabah sayfalarında yazdıklarım daha faydalı diye düşündüğümü hatırlıyorum. Bırakmamın sebebi de bu parayla depremde zarar görmüş bir öğrenciye burs versem kendimi daha mutlu ederim diye düşünmem oldu. Yoksa haftada bir saat kendinden bahsetmek zor değil, konuşmaya alışkın değilim ama bir saati dolduracak laf üretebiliyorum.

Laf üretirken birinin beni araya girmeden dinlediğini görmek iyi geliyordu. Zaten esprisi de anladığım kadarıyla bu. Yargılanmadan dinlenilmek bu kadar nadir bulunmasa, kimsenin terapistle ilişki geliştirmeye ihtiyacı kalmaz. Bu da arkadaşlık demek aslında. Arkadaş bulamadığımızdan terapiste gidiyoruz.

Kendini ifade ettiğinde karşındakinin seni yargılayacağından korkuyorsan o senin arkadaşın değildir. Doğru. Mesele bizim bir arkadaşsızlık salgınında yaşıyor olmamız. İnsanlara rol yapmak ve persona üretmekten iflahımız kesildiği için doğru bağlar kuramıyoruz. Bağ kurmak da temel bir ihtiyaç olduğu için, yani oturup içindeki derdi, tasayı, acizliği, bozukluğu, unutamadığın aşkı, hayal kırıklığını, utancı ve sair saçma taraflarını anlatacak birine her zaman ihtiyaç bulunduğu için gerçeğini bulamayınca parayla tutuyoruz.

İşin bu tarafı, yani normalde arkadaşlıkla, arkadaşın arkadaşı doğru dinlemesiyle çözülecek meselelerin, arkadaş bulunmadığı için terapistle çözülmeye çalışılması meşru yoldan cinsellik yaşayamadığı için fuhşa yönelmeyi hatırlatıyor bana. Modern zamanın herkesin herkesi etkilemeye çalışan dünyasında arkadaşlıklar maskelerin arasında kayboluyor. Kimse kimseyle gerçek bir bağ kuramıyor. Bunun yerine gidip dertlerimizi anlatacağımız ve neticede bu modern dünyada ekmek yemesi gerektiği için para ödenen bir takım meslekler oluşmuş.

Terapist ilişkisi arkadaş ilişkisini ikame edemez. Kendilerinin de böyle bir iddiası yok. Bununla beraber asıl derdi arkadaşsızlık olan insanların dermanı orada aramasına yol açan bir tuhaflık var. Arkadaşınız sizi aranız bozulsa da hayatı boyunca unutmaz, terapistler için ise unutulmayan danışan sayısı az olmalı. Onlardan biri olmayacaksanız terapiden aldığınız verimin de fazla olmayacağı kanaatindeyim.

Üçüncü meselem sorumluluğu atacak birinin insan için aslında dertlerini çözmek yerine, onunla yaşamayı öğrettiğini düşünmem. Bu toplumsal manada da böyle. Derdi basitçe parasızlık veya sevgilisizlik olan, toplumda yeterince muteber bir işi olmadığı için para kazanamayan veya yeterince beğenilmediği için sevgilisi olmayan adamın bulup buluşturup terapi almasının kendisine sağlayacağı, bulunduğu duruma daha iyi tahammül etmesi olabilir. Bu da gerçekten onun lehine mi, yoksa çıkıntılık yapmaması için toplumun zerkettiği bir ağrı kesici mi?

Genel ölçekte düşündüğümde, toplumla insan arasındaki kavgada terapist nereye düşer? Benim yanımda mı, toplumun yanında mı? Bu sorunun cevabının toplumun yanında olduğuna kanaat ettim. Bütün bu psikoloji müessesesi, toplum düzeninden, sosyal kuralların getirdiği sıkıntılardan veya sair sebeplerden uyumsuz, adapte olamamış ve toplum düzeni için yeterince verimli olmayan bireyleri uyumlu hale getirmeye çalışıyor. Benim de terapiden alacağım verim, topluma daha uyumlu ve herkesin muteber kabul edeceği bir kimliği sürdürmekte sebat. Olman gereken bu mu? Olman gerekenin anlamı ne?

İnsan otuz, kırk, elli yaşından sonra yeni arkadaş edinemiyor. Bunlarla yeniden bağ kurması zor. Eski arkadaşlarla araya giren zaman ve mesafeler, artık topluma karşı aynı safta savaşmıyor olmak arkadaşlığı öldürüyor. Toplum ve birey arasındaki gerginlikte arkadaşınızın sizin tarafınızda olmasını beklersiniz. Yaş ilerledikçe böyle insanları bulmak zorlaşıyor. Herkesin toplumun muteber bireyi olmaya çalıştığı iklimlerde kendini olduğun gibi anlatacağın ve senin yanında olduğunu düşündüğün kimsenin de nihayetinde seni o toplumdaki yerine monte etmek gibi bir vazifesi var. Belki yapabileceği de bu zaten, terapiste gidince demek iş bulamıyorsun, o zaman devrim yapalım deyip eline silah tutuşturmasını beklemezsin. Onun vazifesi bulunduğun yerde seni daha rahat ettirmek. Her ne kadar kişisel değişim bu rahatlıktan neşet edebilse de, ideolojik olarak çoğunun maksadının dünya düzenini değiştirmek olduğunu sanmam. En iyi ihtimalle kendini değiştir diyebilir. Eğer ideolojik bir arka planı yoksa bu değişimin insanın olana adapte olmasından başka bir anlama gelmiyor.

Aklıma gelen örnektir, Sokrates terapiye gitseydi, Sokrates olabilir miydi? İnsanlık kültürü topluluk ve birey arasındaki gerilimden doğmuşken, terapistin toplum tarafında durup bireyi ehlileştirmeye çalışması gerçekten hepimiz için en doğru olan mı? İnsanın yaşadığı sıkıntıyı bir eser motivasyonuna çevirmesi mümkünse, onu sıkıntıdan, uyumsuzluktan terapi yoluyla kurtulmaya çalışmalı mıdır? Gayemiz mutlu olmak mıdır, anlamlı olmak mı? Terapist bu denklemde nerede? Anlam tarafında da mı, mutluluk tarafında mı?

Tabii ki herkes Sokrates değil. Bazılarının uyumsuzluğu için genelin uyumlu bir toplum üretmesi lazım. Eğer herkes uyumsuz olursa, ortada ayrılacak veya düşmanlaşacak bir toplum da kalmaz. O sebeple terapi sorusunun cevabı hep kişisel: Somut bir faydası olacağını düşünüyorsanız ihmal etmeyin, ancak sair normal ilişkilerin ikamesi değil bu ve karşınızdaki insanın sizinle ilişkisinin evdeki tesisatı tamir eden ustadan daha derin olduğu zehabına kapılmayın.

[Demzen] #psikoloji #terapi