Kim olmak istediğinden daha fazla, kim olmak istemediğini düşünmeye zaman ayırmalısın demiş biri. Kim olmak istemiyorum?

Kendimden başka biri olmak istemiyorum. Olamıyorum da zaten. Arada bir zorladığım, insanların bende gördüğü ama kendimde hiç bulamadığım o potansiyelimi ortaya koymak için deniyorum. Akademisyen olmayı denedim mesela, eski doktora danışmanım bir sene kadar önce af çıkacak, yeniden başvursana dedi. Daha eskiden olsa, acaba bana uyuyor mu diye düşünmeden tamam hocam derdim. Artık akademisyen olmak istemiyorum ki diye cevap veriyorum.

Kocaman bir organizasyonun bir parçası olmak da istemiyorum. Kendi kimliğimi her ay aldığım yüksek maaşlar için bir kenara bırakmak ilgimi çekmiyor. Memur olmayı da bunun en üstü mertebesi olarak görüyorum. Büyük organizasyonlarda kişilerin önemli işler yapabileceğine inancım az, organizasyon büyüdükçe idame ettirmesi zorlaşıyor. İşin kendisinden çok iletişim önemli hale geliyor. İletişimin işin önüne geçmesinin doğal sonucu ofis politikasının hayatın merkezine oturması.

Bunlar iş güç konusunda olmak istemediklerim. Bir de fikren olmak istemediğim insanlar var. Bugün İhsan Şenocak'ın bir tvitini gördüm mesela, kendisi gibi olmak istemediğimi düşündüm. Adamın söylediği şeylerin hiçbirinde bir mana bulamıyorum.

Genelleştirecek olursak dini bilgisinden maddi veya manevi bir takım imtiyazlar elde eden insanlar gibi olmak istemiyorum. Güllü Yasin yayınlayıp satandan, televizyonda ahkam kesenine, bulunduğu akademik kürsünün verdiği rahatlıkla kimsenin umurunda olmayan tartışmaları aşırı ciddiyetle sürdürenlere dek olmak istemediğim çok insan var.

Yazıdan para kazanan biri olmak istemiyorum. Maddi gelir elde etmemin yazı özgürlüğüme mani olacağına kanaat ettim. Zaten bir gelir elde edilecek yazılar olduğundan değil, böyle bir hedefin, şunları yayınlayayım da, üç beş kuruş kazanırım fikrinin yazı faaliyeti açısından iyi olmadığını düşündüğümden. Hedefimiz kendimi, hayatı ve dünyayı anlamak. Bu para kazanmak gibi başka hedeflerle şirk koşmanın imkansız olduğu bir hedef.

Kim olmadığını anlamak, kim olmak istediğini bulmaktan kolay. Kötü örnek iyi örnekten çok daha fazla. Kendimize rol modeli değil, anti-rol modeli bulmak daha zahmetsiz. Zaten falanca gibi olmak istiyorum dediğim bir kimse de yok.

[Demzen]