12 Ağustos 2016'da şöyle bir şey yazmışım ama yayınlamamışım. Bugün baktığımda genel manada tahminimin doğru olduğunu görüyorum.

Gülenci Paradoksu

Bir Gülenci tüm Gülenciler yalancıdır derse ne olur?

Kendisinin tövbe ettiğini söyleyenler var, onların gerçekten tövbe ettiğini nereden biliyoruz?

Bilmemiz elzem mi?

Aslında bu işin usulünde bir anormallik olduğunu başından beri düşünüyorum, içiçe geçmiş iki hiyerarşik yapıyı birbirinden ayırmak, o hiyerarşik yapıların içindeyken mümkün müdür? Devlet bir hiyerarşi, FETÖ başka bir hiyerarşi ve bu ikisinin ortak noktasındaki insanları, devlet içinden atmaya çalışıyoruz. Burada tuhaf bir çelişki görünüyor gözüme.

Bizde bu tür hiyerarşilere ağaç yapısı denir, son 4000 senedir değişmeyen organizasyon prensibi. Tepede bir kişi, onun altında astları, o astların her birinin astları... diye sürüp gider. Her ne kadar son yüzyılda giderek ahiyerarşik organizasyonlara yönelmeye çalışsak da, becerebildiğimizi pek söyleyemiyoruz. Daha doğrusu bu işin hiyerarşik olmayan bir şeklini bilmiyoruz.

Ancak FETÖ denen ve anlaşıldığı kadarıyla devlette metastaz yapmış örgütü, bir yandan devlet aygıtını işletip, bir yandan da devletten ayıklamak nasıl mümkün? Ben buradaki çarenin, FETÖcü olmadığı kesin bilinen ve büyük olmayan, diyelim 20-30 kişilik bir grubun, devletin tüm birimlerinde ameliyat yapabilmesiyle mümkün olduğunu düşünüyorum. Hiyerarşik yapılar, benzer yapılar içinde kalarak temizlenemez. Sağlıklı olmaz, çünkü temizleyecek kimsenin bir yandan da temizlenecek grupta olmadığını bilemeyiz. Dahası tepeden bakınca, iş yapmayan herkesin FETÖcü olduğunu iddia etmek mümkün olur. Bugün yapılan ve binlerce insanı kapsayan operasyonların ne kadar efektif olduğunu göreceğiz, ancak tahminim, bu operasyonların büyük ölçüde asıl FETÖ yapısını atamayacağı ve ekseriyetinin devlette yapışık kalmaya devam edeceği yönünde. Dahası devletin bir kısmı da, temizliği yapmak yerine, Gülen'in ölümünden sonra, bu paralel devletin asıl devlet hesabına kullanılmasını tercih edebilir.