Severse adam sever, kadın sevesi değil.

Kadın adamı sevmez, adamın yaptıklarını, getirdiklerini, potansiyelini sever. Buna itiraz edeceklerdir. Terapistim olsa o da itiraz ederdi. Seni sen olduğun için seveceklerine inanmıyor musun? Hayır, inanmıyorum. İnsanların genelinin seveceğine inanmadığım gibi, kadınların özelinin seveceğine de inanmıyorum. Bunu ispat ederdim ama ortada hediye almazsam bana küsecek kadın yok, onun için basit inanç olarak bırakıyorum.

Bunun sebebi senin kimseyi kendisi olduğu için sevmemen olabilir mi? Yansıtıyor olabilir misin? Sanmıyorum. Hayır. Sadece kendisi için sevdiğim, bana uzak da olsa sevdiğim çok insan var. İnsanları bana bulaşmadıkları sürece severim. Uzak durandan Allah razı olsun. Ancak kırk yılın sonunda gördüğüm bunun insanlar için makul bir sevgi olmadığı. Sevildiğini hissetmesi için bir şeyler yapman lazım. Bir şeyler de ya zaman, ya para, ama genelde her ikisini birden isteyen şeyler.

İnsanlar onlara bir faydan varsa severler seni, çok sevmeleri için çok faydan olması gerekir. Bu inancın temel bir eksiklik hissinden kaynaklı olabileceğini, yani çocukken doyurulmamış sevgiden kaynaklı bir arıza olabileceğini söylemişlerdi. Mümkün. Benim sevgi eksikliğim olabilir. Hayatım travmayla geçtiği için inkar edecek halim yok. Ben yine de, kadın milletinin fertlerinde, şimdiye kadar tecrübelerimde bunun aksini gösteren bir davranışa rastlamadım. Beni ben olduğum için sevdiğini söyleyen herhangi birinin sevgisinin otuz saniye içinde hiç de öyle olmadığını gösterebilirim.

Bana neden böyle düşündüğümü sorana, şundan şu kazığı yedim, bundan bu kazığı yedim diye anlatınca, neden gidip kazık yiyeceğin kadınlara yapışıyorsun diye sorma ihtiyacı duymuştu. Ben de güldüm. Demek ki ortada halis bir kazık yeme durumu var, kazık yemek halüs değil.

O noktada bunu soran adamın tecrübesizliğine vermiştim konuyu. Kadınlarla sadece kendi karın ve kitaplar vasıtasıyla tanışmış olmalısın. Kadın milleti bencildir. Narsisttir ve belki de olması gereken budur. Cinsel davranış farklılıklarının getirdiği bir şeydir belki, belki kadının sevgisini adama değil, henüz doğmamış çocuklarına yöneltmesi gerekiyordur. Adamın buradaki tek fonksiyonu da o çocukları oluşturmaktır. Bu ister istemez farklı sevgilere yol açıyordur. Adamın derdi doğrudan kadının kendisiyken, kadının ilgisi adamın fonksiyonlarıdır. Olabilir mi? Olabilir. Tabiata kızacak halimiz yok.

Sevgi kelimesinden herkesin aynı duyguyu anlaması zaten beklenmemeli. Yaşamla ilgili her konuya farklı bakan iki cinsin, sevgi denen şeyi aynı anladığını neden düşünüyoruz, bu tuhaf, en başından.

Burada itiraz tabii, erkeklerin de aslında sevmediği, sadece cinsel heveslerle kadınları avlamaya çalıştığı olabilir. Bu da makul. Kadın olsam dört haftada bir hormonların ne hallere soktuğunu anlardım. Gelip giden haletimle biraz anlıyorum ama o kadar anlamadığımı biliyorum. Ancak kadınlar da erkeklerin hormonlarının onları ne hale getirdiğini anlamıyor. Daha anlayışsız hatta. Bu çağın politik doğruculuğu kadın merkezli laflar etmeyi gerektirdiği için de erkekler evet, benim derdim sadece seks diyemiyor. Bir takım temiz duygular beslemek zorunda. Bu temiz duyguların da tam olarak ne olduğu belli değil. Duyguların ne kadar temiz olduğuna tırnak kontrolü yapar gibi kadın karar veriyor. Bir şekilde temiz duyguların o kadar da temiz olmadığı anlaşılınca arıza çıkıyor. Bazen de duyguların kirli olduğu anlaşılmasın diye uğraşırken, adam tırnaklarını yemeye başlıyor ve arıza çıkıyor. Hasılı erkek ve kadın ilişkileri arızalı hep. Zor işler.

İşte bu yüzden kadınlar ben onu değil, onunla üreteceğim çocuğu istiyorsam, o da beni değil, benimle yapacağı seksi istiyor diyebilir. Kullanmak dedikleri bu. Adam hevesini alınca başkasına gidiyor. Kadın cinsel hevesler uğruna kullanılmış oluyor. Çünkü kadın adamı çocuk hevesi uğruna kullanamadı. Temiz duyguların o kadar da temiz olmadığı anlaşıldı. Temiz duygu yetmezliğinden kaçtı. Belki kadının duyguları da temiz değildi, evlenip çoluk çocuğu karıştıktan sonra adamdan uzaklaşacaktı. Erkek daha basit bir yaratık olduğu için en fazla yarım saat kullanınca yetti. Adam fizyolojik tesisatının getirdiği avantajlarla daha çabuk bağlam değiştirebildi. Bu da bağlamdan bağımsız kadınlar açısından zor bir durum. Erkeklere devamlı bir suçluluk üretmeye çabalamalarının sebebi de bu.

Bir taraf konar, diğer taraf göçerken ilişkilerin de stabil olamayışı normal. Konar tarafın, göçer tarafa suçluluk üretmesi ve erkeklerin genelde ifade gücünün ilkokul ikinci sınıfın üstünde olmayışı yüzünden böyle erkeklerimiz lovebombing, gaslighting, ghosting veya dümdüz aldatmak gibi şekillerle kendilerini bu aleyhlerine düzenden uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Göçücü çünkü adam, derdi otuz sene aynı kadınla çocuk büyütmek değil. İşletim sistemi bu değil. Uyumsuz.

Ben işte bu yüzlerden kadınların konucu sevgisinin, erkeğin göçücü sevgisinden farklı bir şey olduğuna kanaat ettim. Burada iki farklı sevgiden bahsediyoruz ama sevgi dediğimizi benmerkezci bir erkek olarak, erkek tarafının duyduğu şey olarak tanımlamayı tercih ediyorum. Kendi sevgimden eminim. Onun için kendi sevgimi sevgi olarak ifade edip, kadınların duydukları ve aynı şekilde telaffuz ederek kavram kargaşasına sebep oldukları duyguya kevgi demenin daha doğru olduğuna kanaat ettim. Erkek sever, kadın kever.

[Yeni Yazılar] #kadın #erkek #sevgi