Sıkıldığımı hissettiğim yerde bırakma alışkanlığına sende kaçınmalı bağlanma var dedi biri. Terapi görmeliymişim. Bunu İngilizce söyledi tabii, Türkçe bilmiyordu.

Kaçınmalı bağlanmaya baktım, evet aynı benim gibi insanlardan kaçınmalı. Kırk yaşımdan sonra bunun benimle ilgili değil, insanlarla ilgili bir sorun olduğuna kanaat etmiştim ama olur mu olur, belki bendeki hastalık budur.

İlişki kurmaktan kaçındığımı da söylüyorlar. Bunu başka biri söyledi. O esnada ilişki kurduğumu kavga ederek göstermem gerekiyordu ama hayat bana manasız kavgalar konusunda da ders verdiği için o konuda da kaçınmalı bağlanıyorum. Kaçınmalı kavgaların getirdiği kaçınmasız ayrılık.

Bu yazıyı bir parkta yazıyorum. Boğaz görünüyor. Ramazan'ın kaçıncı günü bilmiyorum ama hiç kahve ve çay içmediğim ilk Ramazan ayı olmak hasebiyle aklım başıma yeni geldi. İlk üç gün daimi bir baş ağrısı. Doksan saatlik su oruçları tutmuş birinin asıl bağımlılığının kafeine olduğunu acı yoldan öğrenmesi. Bunu da iftardan sonra kafein almanın dayanılmaz uyutmazlığından dolayı yapıyorum. Kendime bulduğum yeni bir eziyet yöntemi değil. Bayramda yarım litre espresso dikeceğim kafaya. Zombi bey.

Parkta kargalar gaklıyor. En büyük korkum bu kuşlardan birinin bilgisayara sıçması. Hayat bana kuşlardan ve kadınlardan korkmayı öğretti. Şu an kuşlardan daha çok korkuyorum. Ama az önceki ilişki konuşmasında kadınlardan daha çok korkuyordum. Tabiatım hayli değişken.

Kaçınmalı bağlan(ama)dığım için sen de diğerleri gibiymişsin dedi. Öyle görünüyor dedim. Artık sıradan olmakla bir derdim yok, istesem de olabileceğimi sanmam ama diğerleri gibi olmak da korkutucu bir şey değil. Böyle basit manipülasyon cümlelerine eyvallah edecek halim yok. Beni hiç sevmiyormuşsun diyene, he, sevmiyorum diye cevap veriyorum artık. Manipülasyonu bu acemice yöntemlerden biraz daha ileriye taşımak lazım.

Kalpsiz ve katı bir adama mı dönüştüm, yoksa kadınlar önceliklerim arasında hayli aşağıya mı indi bilemiyorum. Basitçe yılmış da olabilirim. Artık mesela bir kadından beklediklerim arasında hayatımı kolaylaştırması var. Düz, dümdüz, pratik yoldan hayatımı kolaylaştırması. Bunu yapması zor, çünkü hayatım zaten pek zor değil bence. Yine de en azından zorlaştırmasın demenin başka bir yolu. Halihazırdaki fikrimce hayatı kolaylaştırmak bir kadından en üst seviye beklentilerden biri. Şimdiye kadar hiç başıma gelmedi.

Nedense bir süre sonra hepsinden yorulmaya başlıyorum. İlişkimiz kaçınmalı bayağılanıyor.

İnsanın hayatındaki en önemli şartları değiştirmenin elinde olmadığına inanırım. Hayat elinize imkan sadedinde bir deste vermiş. Nerede, hangi aileye doğacağınızı kendiniz belirlemiyorsunuz ve bu ikisi hayatınızın geri kalanında yapacağınız her şeyden daha önemli. O zaman neticede bütün bunlardan kaynaklanmış olan meseleleri mesele etmemek lazım. Bazı sorunlar daima varolacaklar. Ben hep kaçınmalı bağlanacağım çünkü çocukluğum zor geçmiş, öteki de takılmalı bağlanacak çünkü buna imkanı var.

Neredeydim, nereye geldim?

[Menfez] #bağlanma #kadın #ilişki #sıradanlık #mesele