Kötüye neden bir şey olmadığını anladım. Kötü olmak için güçlü olmak gerekiyor, aksi halde zaten hayat tepelediği için fazla yaşamıyor kötüler.

Bu herhalde filmlerdeki kötü karakterlerin neden daha çekici geldiğini de izah eder. Kötüler aptal değildir mesela, zayıf değildir, aptal ve zayıfken kötü olmaya çalışırsan fazla kötü kalamazsın. Aptal ve zayıf olanların da kötülük yapma imkanı var tabii ama kötü olmak, bunu kendi vasfın haline getirmek için güçlü olmak gerekiyor. Onun için kötüye bir şey olmaz.

Kötünün çekiciliği bundan. İnsan ahlak makinesi değil, bir arzu makinesi. İradesini gerçekleştirmek için ahlak bir lisan. Tek başına yapamadığın işleri, herkesin oynadığı oyunlara dahil olarak gerçekleştirmeye çalışıyorsun. Ahlakı başlı başına bir hedef olarak görmek, iyilik ve bu sebeple sıkıcılık sinyali veriyor.

İyi ve kötünün ötesinde diyen adam, iyi ve kötü sinyallerinin ötesinde demek istemiş. Zira bu ikisi sadece insanların arasında varolan kavramlar. Ahlakı (lisan gibi) bir sinyaller manzumesi olarak görürseniz, ahlakın amacı nedir diye sorabilirsiniz. O zaman neden dünya bu kadar kötülükle dolu sorusuna cevap bulmak daha kolay olur. Aksi halde, iyilik müstakilen, başlı başına varolan bir ideal gibi durur ve kötülerin neden daha güçlü olduğu size hayatın yaşanmaya değmez olduğuna kadar giden çeşitli çekişkiler sunar.