Ne istediğimi anlamam yıllarımı aldı. Hala tam anladığımdan emin değilim. Ne istemediğimi anlamış olabilirim bunun yerine.

Ünlü olmak istemiyorum mesela. İnsanların sokakta tanıdığı biri olmayı istemediğimi farketmem yıllarımı aldı. İnsan yüzünü veya sanatını satıyorsa, mecburen ünlü olabilir ama bu bana bedel olarak geliyor, hedef olarak değil. Ünlü ve fakir mi olmak istersin, anonim ve zengin mi diye sormuş. Fakir olsam da anonim olmak isterim ve zenginliğin bedeli şöhretse muhtemelen yine fakir olmak isterim.

Hiyerarşilerin tepesine çıkmak istemiyorum. Çalıştığım yerde ufak bir pozisyonum var, sadece kendi işimden sorumluyum, kimse bana rapor vermiyor, kimsenin yöneticisi değilim. Bunun bu zamana kadar yaptığım yöneticilik içerikli işlerden çok daha rahat olduğunu farkettim. Doğal liderlik ukalalık gereği başlarda insanlara sizin yerinizde gözüm yok mesajı vermem gerekti. Onlar buna inandıktan sonra işleri zaten yönlendirebildiğimi farkettim. Ego savaşlarına girip insanların lüzumsuz arızalar çıkarmasına sebep olmak yerine, basit sorular sorup konuşarak anlaşmak daha kolay oluyor. Bunda tabii çalıştığım yerin de önemi var ama müdür olacağım diye zorlamaya gerek yokmuş. Bunu zaten istemiyormuşum.

Biraz geç olacak ama evlilik de bu istemediklerim arasındaymış. Toplumla en az arıza çıkan ilişki biçimleri gibi bir hedefim vardı ve evlilik de bunun kolay yollarından biri gibi görünüyordu. Nihayetinde şahsım adına toplumla çıkan arızaların önemli bir kısmının evlilik neticesinde ortaya çıktığını gördüm ve toplumla arıza çıkarmayıp kendi işime bakmama yardım edecek ilişki biçiminin evlilik olmadığına kanaat ettim.

Kitap yazmak istemediğimi de bir sene önce anladım mesela. Denedim, denedim, sıkıldım. Tanıştığım insanlara kitabım var demek dışında ne işime yarayacak bilmiyorum. Onlar da arkadaşlarına anlatır belki, başka bir işlerine yaramaz. Yazarlıktan para kazanacağımı sanmıyorum. (30 liraya satılan kitaptan 5 lira kalacak, en iyi ihtimalle 2000 basılsa 10.000 lira yapar. Kaç ay uğraşacaksın bunun için?) Buradaki yazıları teker teker okuyorum ve onları değiştirebilme imkanı hoşuma gidiyor. Kitap olsa, açıp bakmak aklıma muhtemelen gelmez. Okusam da sıkılırım. Üstünde adım yazan kitapların olmasının kendime gereksiz bir sorumluluk biçmek olacağını anladım. Yıllar önce yazdığım yazılarla tutarlılık aramıyorum ama kitap yazanların böyle bir imkanı yok. Falanca kitabınızda şöyle demişsiniz diyene saçmalamışım diyeni görmedim daha, illa bir cevap vermek gerekiyor. Ben buradaki yazılara rahat rahat saçmalamışım diyebiliyorum. Varsın arkadaşlarım arkadaşlarına benim için kitap yazmış demesin.

Kısacası kendi içinde, ufak çevresinde yaşayan ve dünyayı fazla rahatsız etmek istemeyen, onunla alıp veremediği olmayan biri olduğumu anladım. Sokrates misali bir at sineği değilim, benim derdim daha çok kendimle ve bu yazıyı esintili bir terasta hamakta yatarak yazmanın, dünyanın pek çok payesinden daha keyifli olduğuna inanıyorum.

[Menfez] #günlük #şöhret #iş #ego #kitap #evlilik