The Achievement Habit diye bir kitap okuyorum. Stanford psikoloji profesörü bir adam yazmış.

  • İnsanlara sunduğumuz ve kendimize sunduğumuz sebeplerin genelde bahane cinsinden rasyonelleştirmeler olduğunu söylüyor. Neden geç kaldın? Trafik vardı. Trafikten ziyade buluşmaya yeterince önem vermediğinden.
  • Ama bunu insanlara söyleyemeyiz. (Ben arada söylüyorum ama normal insanlar önem vermediğimden geç kaldım demiyorlar.) Tabii ki. Sebepler hemen hemen anlamsız olduğu halde insanlar arasında para gibi tedavülde. Çocuk gibi istediğim için diye cevap vermek büyük adamlara yakışmayacağı için sebep uyduruyoruz. Davranışlarımızı izah ediyoruz. Neden şöyle, neden böyle.
  • Evlilik konusunda Putnam isimli birinin söylediklerini anlatıyor: Aşk temelde bir yansıtmadır. Nasıl ki nefret başkalarına kendimizde bulunan kötü tarafları yansıtmaktır, aşk da bizdeki veya ulaşmak istediğimiz arzuları yansıttığımız bir hal. Uzun vadeli ilişkier için yansıtma iyi bir mekanizma değil. Bir yerde ne nefret ettiğinizin o kadar nefreti hakettiği, ne aşık olduğunuzun o kadar aşkı hakettiği sonucuna ulaşıyorsunuz. Kişinin kendinde bulunmayan dertten dolayı başkalarından nefret etmeyeceği veya aşık olmayacağını söylüyor.
  • Evlilik için 'kendinizi rahat ve samimi hissettiğiniz, beraber bir şeyler yapmayı ve keşfetmeyi sevdiğiniz' insanlar daha uygundur diyor. Aşktan ziyade arkadaşlık.

Bu sonuncuya ben de artık ulaştım. Birinin yanında sıkılıyorsam uzaklaşıyorum. Sevmek sevmemek değil, sıkılmak, sıkılmamak kriterim oldu. Yanında sıkılmadığımı zaten severim (sanırım) ama tersi her zaman doğru değil. Sevdiklerimin yanında da sıkıldığım çok oluyor.

[Menfez] #The Achievement Habit #evlilik #bahane #rasyonelleştirme #aşk #nefret