İstersen kendine daracık bir normal belirleyip orada yaşayabilirsin. En iyisi benim. Bunun dışındakiler delidir.

Sam Harris'in Huberman'la yaptığı röportajı dinledim. Ben bu adamı Hitchens veya Dawkins'in ayarında bir ateist sanıyordum. Bir yerde psylocibin hakkında konuşurken, din kurucularının sadece şizofren veya sihirli mantar almış insanlar olarak görülmesi doğru değildir dedi. İnsanları karşılıksız sevmek de mümkündür.

Bunu ona söyleten meditasyonla meşguliyeti. Ateizm'in diğer atlılarından farklı olarak kendini farkındalıkla meşgul etmiş, duyguların günlük hayatta nasıl ortaya çıktığını, gerçekliğinin ne olduğunu incelemiş. Seküler Budist denecek bir adam. Dört saat boyunca konuştuklarından bilimden başka yol bilmeyen Ateist değil de, kendine teselli arayan bir adam intibaı aldım.

Bütün bunların gerisinde ne var? Bütün duyguların ve düşüncelerinle bir hikaye yazmaya çalışıyorsun. Hikayenin bir teselli ediciliği olması lazım. Budizm'deki dünyanın ve içindekilerin boşluğu kavramı yanlış anlaşılmıştır dedi. Dünyanın ve içindekilerin belli bir merkezi, temel anlamı olmayışıyla alakalıdır, yoksa duyguların ve düşüncelerin kendisinin bizatihi anlamsız olması değildir.

Teselli de bütün bu merkezsizliğin, özün ve gerideki temel anlamın üstesinden gelecek kadar güçlü olmalı. Allah'ın sana neler göstereceğini bilmediğin bir dünyada, kendini bilişsel travmalara atmayacak, iki arada bir derede bırakmayacak tesellilere ihtiyacın var. Hakikati bulamayabilirsin, belki amaç da o değil zaten. Hakikati keşif için burada bulunduğumuz da bir teselli biçimi ve bunun teselli olduğunu unutunca teselli olmaktan çıkıyor.

Hakikatimizi bilmiyoruz, belki hiç bilmek mümkün olmayacak. Tesellimizi aramak insan olmaya, fani eksik insan olmaya daha uygun görünüyor.

[Menfez] #Sam Harris #podcast #teselli #Ateizm #meditasyon