Hayallerim ne kadar derin? Gafletim ne kadar derin? Bir üflemede yıkılacak kadar mı derin, yoksa fırtınalara dayanacak kadar mı? Olmamışları olacak görüp, ona göre davranmanın gafletten başka bir izahı yok ama hayallerim için yaşıyorum deyince başka bir şey sanıyorlar.

İnsanların planları hakkında uzun uzun sorular sormaktan hoşlanmıyorum. Hayalleri hakkında veya gafleti hakkında. İş yapacaksam, para veya zaman veya emek vereceksem, bir yatırım yapıyorsam belki sorabilirim ama bu sözlerin de genelde beklentiyi okşamak veya dümdüz yalan arasında gidip geldiğini çok gördüm. Karşımızdakinin hangi cevabı beklediğini biliyorsak o cevabı vermek en kolayı. Bu durumlarda söylenenlerin temenniden öte bir anlamı yok. Alıcı almak için kendini kandırıyor, satıcı satmak için.

Çünkü geleceği bilmiyoruz. Attıklarımızdan bazıları tutuyor, o zaman mutlu oluyoruz ve geleceği bilmiş gibi yapıyoruz, bazıları tutmuyor, bunları unutuyoruz. Mutluluk bir cehalet.

İnsanlara güven vermeye çalışırken attıklarımızın sebebi aslında kendimize güven vermek. Sana anlattığım masallara inanırsan belki ben de inanıp mutlu olurum.

Bununla beraber kimsenin elinde geleceğin bilgisi yoksa, güzel hayallerle yaşamanın kendi acizliğimiz idrak edip, dünyayla başa çıkmak için bir yol olması da mümkün. Gafleti derin olup, hayalleri yıkılmayanların genelde daha iyi olduğunu gördüm, bir şeyler beklemeye, istemeye devam etmek yaşama azmi de veriyor. Gelecekle (ve bugünle) ilişkisi korkularından ibaret olanların hayatları daha gerçek olabilir ama biyolojik canlılar olarak gerçekle değil, mutluluk ve sağlıkla hayatımızı idame ettiriyoruz. Toprak da elmadan daha gerçek ama elma daha besleyici. Elma yerken önümüzdeki somut çukuru görmeyip içine düşecek kadar hayallerimize dalmadığımız sürece, gelecekle ilgili güzel bir takım hayaller bulmak, sabah yatağından korkuyla uyanmaktan daha adaptif.

Self-help literatürüne böyle bakıyorum: Bunların çoğu yalan. Anlattıkları masalların gerçek bir tarafı yok ama neticede insan bir yalan ve hikaye makinesi olduğuna göre, bunları anlatmazsan kendine başka masallar anlatacaksın. O masallar da bundan daha gerçek olmayacak. Gerçek olsa da, mesele o değil zaten. Gerçekle ölmek mi, hayalle yaşamak mı?