Kadın ve erkek arasındaki ilişkinin nasıl olması gerektiği meselesinden hayli sıkıldığımı farkediyorum. Mesele iki kişinin arasındaki bir mesele değil ve iki kişi de olsa, zaten bunlar bütün ilişki boyunca aynı kişi değil.

Spent'te Beş büyük kişilik özelliği'ne "yalın zeka"yı da katıp "6 büyük özellik" diye bahsetmiş. (Kitap eski olduğu için zeka konusunda söylediklerine güvenmiyorum.) Bunların eş arama davranışlarını nasıl farklılaştırdığını anlatmış. Genç erkeklerin toplumla daha az uyumlu görünmelerinin genç kadınlarca daha güçlü olarak yorumlandığını ancak bir defa ilişki başladıktan sonra erkeklerden yüksek uyumluluk beklendiğini söylüyor. Uzun vadeli ilişki ve evliliklerde, ilişkiyi başlatan etkenlerle, sürdürmeye yarayan etkenler birbirinden farklı. Uzun vadeli ilişkilerde yüksek uyumluluk gösterecek adamları sıkıcı buluyor, ancak düşük uyumluluk nedeniyle aşık olduğun adamların da uzun vadede bir işe yaramayacağını yaşayarak öğreniyorsun. Erkekler için de bu başka şekillerde işliyor ama genel olarak, günümüzde ilişkiyi başlatan elektrik ve ilişkiyi yürüten yakıt birbirinden farklı. O sebeple ilişki dediğimiz şey (kadında iki, erkekte iki) dört kişilik gerektiriyor ama bunların arasındaki geçişleri de hop diye yaparsan, adımlarına dikkat etmezsen ilişkimizin heyecanı kalmadı veya bana hiç güven vermiyorsun çukurlarına düşüyorsun.

Eskiler tabii bunun yolunu görücü usulünde bulmuşlar, baştaki elektrik yerine çakmak taşı kullanıyorlar ve evlenenlerden sadece yüksek uyumluluk bekleniyor. İyi bir çözümmüş ama kıymetini bilememişiz.

Şimdilerde ise, ilişkilerimiz herkesin farklı bir yöne aynı arabayla gitmeye çalışmasına benziyor. Arabanın iki direksiyonu var ama manevraları fazla hızlı yapmamak gerekiyor. Acemi şoförlerin elinde çoğunun kazayla sonuçlanmasına şaşmamak lazım.