İnsan yaşayış tarzını ve ahlakını etrafından ediniyor. O halde insanın ne kadar ahlaklı olduğunu da, etrafına bakarak değerlendirmek gerekir. Yetiştiğin yerden ne kadar uzağa ve hangi yöne sıçrayabildin?

İçkinin hayatın bir parçası olduğu bir ailede büyümüş olsam, içilmesi bana şimdiki kadar acayip gelmezdi. İnsanın her şey gibi sarhoş olmaya ve rahatlamaya da ihtiyacı var derdim herhalde. Zararları gözüme daha az görünür, içki ve kumar şeytan işi pisliklerdir denildiğinde alınır ve oradan uzaklaşırdım.

Ekmeğin ve şekerin normal olduğu bir çevrede yetiştim. Bu yazıyı okuyanların çoğu öyledir herhalde. Hayatımı sadece et ve sebze yiyerek inşa etmeye çalışırken zorlanıyorum. Bunu yazdığım kafede et ve sebze namına bir şey olmadığı için 40 saatlik açlığın üstüne sadece sütlü kahve içiyorum.

Diyeceksin ki şeker ve içki aynı şey değil, biri etrafına da zarar veriyor, biri sadece kendine. Şeker yemeyi ahlaksızlık olarak değerlendiremem, bu doğru, ancak zaman ilerledikçe içki için de aslolalanın çevre olduğuna kanaat ettim. İnsanların ahlakının bir takım idealler etrafında değil, alışkanlıklarla belirlediğine dair bir örnek bu.

Bu durumda insanların ahlaki olgunlaşmasını da ancak bulundukları yere bakarak değerlendirebiliriz. Üniversitede çoğu sınavda notlar, sınıfın genel ortalamasına göre verilirdi. Bunun gibi, bulunduğun çevrenin ortalama hayat tarzına göre neredesin, olduğun yerden nereye gittin?

[Menfez] #ahlak #çevre #şeker #içki