♣ Bugün güçlü göründüğüm yer dün kırıktı. Kaynadı. Doğru kaynamamış, eskisi gibi olmamış olabilir ama kaynadı neticede. İz kalmadı diyemem ama kaynadı.

♢ Seni öldürmeyen seni güçlendirdi mi yani?

♣ Güçlendirdi mi bilmiyorum, bazen eğri kaynayan taraflarım olduğunu düşünüyorum. Bu kadar güvensizliğin bir izahı bu olabilir.

♢ Kendini kandırıyor da olabilirsin. Acıyan yerlerinin aslında kaynadığını iddia ederek. Göründüğün kadar güçlü müsün? Güçlü görünmek seni daha güçlü mü yapıyor, yoksa kırılgan mı?

♣ Bunu bilemem. Kendime anlattığım hikayelerin ardında ne olduğunu bulmak kimsenin elinde değil. Modern psikoloji burada kendine bir pay biçiyor, sanki gerçeği bulmuş gibi yapıyor ama neticede onun da anlattığı, benim kendime anlattığıma benzer bir hikaye. Bu durumda bu kaynayan kırıkların ve görünüşteki güçlülüğün gerçekte ne anlama geldiğini ancak yeni durumlar ortaya çıkarsa anlayabilirim.

♢ İnsanın kendini bilmesi ve ölçmesiyle, başkasının ölçmesi aynı değil. Kendinde göremediğin örüntüleri gören birileri olabilir, bunları dinlersen daha iyi olursun.

♣ Daha iyi olmak ne demek?

♢ Daha mutlu olursun, daha huzurlu olursun, daha iyi bir insan olursun.

♣ Bunlar konusunda çoğundan daha iyi olduğumu düşünüyorum. Çoğu insandan daha mutluyum. Belki en mutlu %1 arasındayımdır. Huzur da öyle. Bugün nefes esnasında odaklanamadığımı farkettim. Düşünceler oraya buraya uçuşuyordu ve birkaç gündür yeni yazı yazmadığım için olduğunu düşündüm. Bu yazı da zihnimin nerelere gideceğine dair bir soruşturma.

♢ Bu bomboş dünyada huzuru yazıyla mı arıyorsun?

♣ Evet, n'apiim tabiatım böyle.

♢ Ancak bunların seni gerçekte daha iyi yapmadığından şüphe ettin mi? Belki bir şeyler yazmak veya sair yollarla bulduğun huzur seni gerçek huzuru bulmaktan uzaklaştıyordur. Neden bu kadar yalnızsın mesela? Neden yalnız kalmak istiyorsun? İnsanlardan uzak durmak neden daha kolay geliyor? Belki bütün tahkiyenin sebebi kendi egonu takviye etmektir. Ortaya çıkmak istemiyorsun, çünkü ortaya çıkarsan yargılanacaksın. Sevenlerin kadar sevmeyenlerin de olacak.

♣ Evet, ortaya çıkarsam sevenimde fazla sevmeyenim olur ama beni asıl uzak tutan bu değil. Ortaya çıkmak için verdiğim emeğin ve ayırdığım zamanın karşılığını alamayacağıma inanmak. Buna da bir hikaye diyebilirsin. Ancak mesele şu: İnsan zaten hayatı boyunca kendine anlattığı hikayelerden ibarettir. Bu hikayeler onun tutunmasına yardım eder, hayat için fonksiyonel kalmasını sağlar. Psikolojinin yaptığı da büyük ölçüde bu. Bu hikayelerin bazısı kimyasal sebeplerle bozuk olabilir, o zaman antidepresan kullanırsın, bazısı temel inançların, çocukluktaki travmaların etkisiyle bozuk olabilir, terapi görür ve bunlar farketmeye çalışırsın. Bu konularda psikoloji ve psikiyatri ilminin yardımcı olduğunu kabul ediyorum. Ancak benim kişisel dertlerim, temelde güvensizlik ve bu güvensizliği meslek erbabına karşı da hissediyorum.

♢ Psikologlara da güvenmiyorsun?

♣ Neden güveneyim?

♢ Böyle sorduğunda terapiye ihtiyacın daha çokmuş gibi duruyor, farkındasındır herhalde.

♣ Olabilir. Ancak güven dediğim, hayata aynı yerden bakmakla ilgili benim için. Temel meselelerde, arkadaşlıkta veya terapi gibi hayli samimi olması gereken konularda güvenmem için nerede durduğumun, ne yapmak istediğimin anlaşıldığını düşünmem gerekiyor.

♢ Güvenmen için seni anlamalarını mı bekliyorsun? Güvenmeden de kendini anlattığını sanmıyorum. Bu durumda biraz güven mi yumurtadan çıkar, yumurta mı güvenden meselesi oldu.

♣ Bu sebeple bir insana güvenmek için onu tanımayı, kendimi tanıtmaktan daha önemli buluyorum. Mümkün mertebe doğal ortamında, doğal yollardan, hayatı nasıl yaşamak istediğine dair tecrübe edinmedikçe güvenmek zor geliyor.

♢ Psikologlar için bu hayli zor. Profesyonel bir mesele çünkü.

♣ Evet, onları tanımam mümkün değil. Bu durumda güvenmem nasıl mümkün olabilir?

♢ İnsan olarak %100 güvenmen gerekmez herhalde, neticede doktora gittiğinde de onun iş dışındaki hayatında nasıl yaşadığını öğrenmeye çalışmıyorsun. Profesyonel bir ilişki var aranızda.

♣ Ancak bu konular o kadar hastalık konuları değil. Psikolojinin veya psikoloğun iyilik dediği şeyin benim için iyilik olduğundan emin olmam gerek. Bir doktora gittiğimde, eğer gözüm bozuksa iyi görmenin ne olduğu konusunda doktorla aramızda bir görüş farklılığı yoktur. Ancak psikoloji böyle bir alan değil.

♢ Ne demeye çalışıyorsun?

♣ Bir psikoloğun iyi yaşamaktan kastının benim iyi yaşamaktan anladığımda aynı şey olduğuna inanmam gerekir en azından, değil mi?

♢ Bu o kadar da bilinmez bir şey değil. İnsanların iyi yaşamaktan anladıklarının çok farklı olduğunu sanmıyorum. Seninki farklı mı? Sen ne anlıyorsun iyi yaşamaktan?

♣ Özgürlük mesela. Düşüncede, fiilde özgürlük. Yeni şeyler deneyebilecek, düşünebilecek, sorabilecek kadar özgürlük.

♢ Bu konuyu izah etmekte zorluk yaşadığını sanmıyorum. İnsanlar da aynı fikirdedir.

♣ Herkes özgürlük ister, evet, ancak bu özgürlüğü hangi sırada ister? Nelerden feragat etmeyi göze alır bunun için? Eğer sıralamada o kadar da yukarıda değilse, aynı özgürlükten bahsetmiyoruz demektir.

♢ Senin için hangi sırada geliyor? Birinci mi?

♣ Son zamanlarda farkettiğim kadarıyla hava, su, yiyecek gibi biyolojik varlığımı idame ettirmekten hemen sonra geliyor. Onlardan önce olduğunu iddia etmiyorum, ancak toplum içinde yer edinmek veya statü sahibi olmak gibi konulardan daha önde geliyor.

♢ Özgür olmayı statü sahibi olmaya tercih ediyorsun?

♣ Evet. Statünün, makam sahibi olmanın özgürlüğe engel olacağını düşünüyorum. Kendine kanaat önderi gibi bir vasıf çizmek bile böyle, kendini tanıtmaya çalışmak bile böyle. İnsan kendiyle tutarlı olmaya meyillidir, bugün ak dediğine yarın kara demekte zorlanır. Bu da en başta kendini sansürlemesi, dizginlemesi demek.

♢ Bunun da bir tahkiye olduğunu düşünüyorum ama ispatlamak zor tabii. Peki başka, mesela parayla ilişkin de özgürlükten sonra mı geliyor?

♣ Parayla ilişkimi de özgürlük belirliyor. Paranın alabileceği en önemli şeyin özgürlük olduğunu düşünüyorum. Ancak paranın özgürlük alabilmesi için onu harcamamak lazım, para sana özgürlüğü bir potansiyel olarak sunar. Gidip o parayla bir şeyler aldığında, artık başka şeyler alabilme özgürlüğünü de kaybetmiş olursun.

♢ Parayı harcanmayınca mı özgürlük alıyor?

♣ Hiç harcamamaktan bahsetmiyorum. Ancak kazandığının hepsini harcarsan, o anki ekonomik durumunun kölesi olursun, oradan çıkamazsın, senden istenenlere hayır diyemezsin. Özgürlük tanım itibariyle hayır diyebilmektir ve bunun için de opsiyonların olmalı, değil mi?

♢ Mantıklı duruyor. Ancak dünyadaki zamanın da kısıtlı. Özgür kalacağım diye hiç para harcamazsan, özgür değil tuhaf bir hayatın olur. Neticede ölüp gideceksin ve ebedi bir özgürlüğe kavuşacaksın.

♣ Bu da doğru. Yine de benim durumumda ve modern dünyada ekonomik kısıtlarla özgürlüğünü kaybetmek, çok para yüzünden özgürlüğünü kaybetmekten daha muhtemel görünüyor bana.

♢ Bu çok anlaşılmaz bir felsefe gibi durmuyor, kişisel maliyene dikkat etmek herkesin anlayabileceği bir şey. Hayatını özgürlük mü biçimlendiriyor yani?

♣ Özgürlük ama bir sonraki adımda kendimden de özgür olmak da.

♢ Kendinden özgür olmak nedir canım? Her şeyi tamamen salıp bırakmak mı?

♣ Anlatması ne kadar mümkün bilmiyorum. Şöyle diyeyim: Özgürlük her zaman başkası üzerinden tanımlanır. İnsan özgürlük dediğinde Fizik kanunlarından veya bir canlı olarak ihtiyaçlarından değil, başka insanların getirdiği sınırlamalarla ilgili bir meseledir. Özgürlük sosyal bir meseledir yani. Bu da bir yerde anti-sosyal olmayı getirir. Özgürlükle, alayına zıt gitmeyi birbirine karıştırmaya başlarsın.

♢ Sende biraz öyle bir durum var.

♣ İşte, kendinden özgür olmak bu sırf zıtlık olsun diye kendini yalıtmayı değil, neyi ne için yaptığını bilerek özgür olmak demek. Sırf topluma aykırı olacağım diye kırmızı lens takıp gezmek değil, sadece anlamlı özgürlükler için emek ve zaman vermek. Bu sebeple dışarıdan bakan insanların çoğunun beni sıradan bulmasına çalışıyorum.

♢ Göründüğüm gibi değilim, diyorsun?

♣ Hayır, en güzel özgürlük, gereksiz kavgayla değil, sessizce ve farkında olarak yaşanandır diyorum.

♢ Baştaki soruya dönecek olursak, bunların hiçbiri anlaşılmaz meseleler değil. Yani anlatmayı denersen anlayacak insanlar da çıkacaktır.

♣ Evet, belki, yine de güvenmem için yeterli değil. Psikoloji bir yerde toplum denen organizma için çalışan, hastalıklı ve kendini verimsizleştiren hücreleri topluma verimli hale getirmeyi amaçlayan bir alan.

♢ Biraz fazla küçümsedin sanki.

♣ Psikolojinin iyilik anlayışını belirleyen, sosyal iyilik ve bu da bir yerde toplumdaki yerine çıkıyor. Bu özgürlük bahsini bunun için anlattım, bir defa iyiliği toplumun ölçüsüyle belirlemeye başlarsan, o kuyudan asla çıkamazsın.

♢ Bu yıpratıcı bir düşünce. Toplum denen organizma senin düşmanın değil. Sana bugüne kadar bakmış, onun lehine olan senin aleyhine demek değil. Şu an yaptığın tamamen zıtlıkla özgürlüğü karıştırmak oluyor.

♣ Hayır öyle değil ama burada bırakmalıyız bu konuşmayı, yoksa tekrar etmeye başlayacağız.

[Merdiven] #güven #güç #özgürlük #tahkiye #psikoloji #ego #insan