Ne okuyorsun bugünlerde?

Susan Clarke'ın Jonathan Strange and Mr Norrell kitabını. Daha önce bahsetmiş olabilirim. Uzunca bir kitap. Başka bir şey okuyacak zaman bırakmıyor.

Hoşuna gitmiş herhalde.

Uzun zamandır böyle ince dokunmuş roman okumamıştım. Sakin ve uzun bir roman. Fantastik konuların nasıl romanlaştırılacağını gösteren bir roman.

Fantastik kurgu mu?

\19. yüzyıl başlarında Londra'da bir büyücünün hikayesini anlatıyor. Devlet hizmetinde çalışmaya başlaması ve bunun etrafında gelişen konular.

Normal şartlar altında pek zevk alacağın bir konu değil.

Bilim-kurgu ve fantastik-kurgu janrından asıl şikayetim, gerçek dünyanın temellerinden ayrı kabuller yaptıklarında, bu kabullerin altını dolduracak kadar konuyu işleyemeyişlerinde. Edebiyatın asıl mevzuu insan. İnsan zaten tuhaf bir şey, çeşit çeşit duygular, hayaller, düşünceler içinde yüzüyor. İnsanın kendini tanıması bir süreç, bir çaba istiyor ancak bu kitapların ekseriyetinde, çok farklı kabuller yaptıktan sonra, insan tarafının işlenmesi zayıf kalıyor.

Uzaylılar ortalıkta geziyor ama insanlar işe gitmeye devam ediyor mesela.

Onun gibi. Adam uzayda koloni kurduruyor, domuza benzeyen ama zeki farklı bir tür canlıyla karşılaştırıyor ama kolonidekiler Portekizli ve Katolik, kolonide de Katolik ahlakından falan bahsediliyor. Dünyanın şimdiki halinden de beşbin yıl geçmiş veya ona benzer bir şey.

Yüz sene önceki Katoliklik bile şimdikine benzemezken.

Evet. Bunların bahsini yapıyorsan, altını doldurman gerekir. Tanrıdan bahsedeceksen, uzaya çıkmış ve dönmekte olan bir adamın, diyelim uzay boşluğuna düşmüş veya bir gezegenin yörüngesindeki bir Katoliğin yaşadığını, düşündüğünü anlatmak da yeter. Bu inançlarda da yeterince macera var.

Bu kitapta o sebeple aradığını bulmuş gibisin.

Evet. Kitapta büyü mesela o kadar kolay değil, sonuçları o kadar kesin değil. Gerçekten bir büyücü olsa ve bu büyücü sadece hava durumunu değiştirebiliyor olsa, başına neler gelir? Bunun üzerine binlerce sayfa yazabilirsin. Çünkü bu büyücü tek başına yaşamıyor, insan olarak elinden her şey gelmiyor, yeteneğini kimin hizmetine sunacağı, yeteneğini kimlerin kullanmak isteyeceği belli değil. Gerçek dünyada, değil büyücülük gibi doğaötesi durumlar, bir adama piyango çıkması bile hayatındaki her şeyi, bütün fikirleri, inançları, çevresini değiştirir.

Gerçeğin romanlardan daha ilginç olmasının sebebi de belki budur. Yazar romanını yeterince işlese, duyguları, olayları ve kişileri derinliğince verse, belki okumanın saat zayiatı olarak görülmediği eserler de bulabileceğiz. Halihazırda bunlara pek de rastlamıyoruz.

[Yeni Yazılar] #Susan Clarke #Jonathan Strange and Mr Norrell #fantastik-kurgu #bilim-kurgu #edebiyat #insan #doğaüstü