Önceki gün iki haber dikkatimi çekti. İstiklal caddesinde Filistinle ilgili gösteri yapan ufak mesture kızların bulunduğu küçük bir grup karga tulumba gözaltına alındı. İsrail'le ticaretin kesilmesini istiyorlarmış. Aylardır bu konuda yapılanlara tüy dikti bu.

İkinci haber Sancaktepe belediyesinin AKP döneminde yapılmış altıbin metrekarelik makam odasıydı. Eski başkan (veya ondan önceki başkan) altı kişilik jakuzi de yaptırmış, belediyenin bir takım görüşmelerini jakuzide yapıyorlardı herhalde.

Gazze konusu en birinci meselem değil. Bu ülkedeki çoğu insan gibi selametleri için elimden geleni yaparım, ancak bu elimden geleni yapmak kendimi tutuklatmaya varmaz. Yani ben önceki günkü gösteride bulunmazdım. Bununla beraber göstericilerin niyetlerini okumaya varan saçma iftiralara da karnım tok. Falanca destekliyormuş, filanca görüştelermiş, bunlar konunun ayrıntı kısmı. Devletimizin polisi Gazze için gösteri yapan ufak kızları yaka paça, tokatlayarak gözaltına aldı. Görüntü bu.

Ayrıca söyledikleri de doğru: Ticaretin kesilmesi siyaseten gerekli. Meydanlarda Gazze için oy topladıysan bugün düşmana salça satmayı özel sektörün işi diyerek izah edemezsin. Özel sektöre İsrail'le iş yapmayı zorlaştırmak bir gümrük değişikliğine bakar. Özel sektör de İsrail'le ticaretini doğrudan değil, Malta üzerinden, Mısır üzerinden yapar. Sen çıkıp İsrail'e ticareti yasakladık dersin, Metin Cihan bu konuyu araştırıncaya kadar yorulur, yeni yetme televaizler ticareti izah için takla atmaya çalışmaz, yüzüne krem alırken boykot markalarına dikkat eden kızlar seni sevmeye devam eder.

Türkiye hükümetinin İslami bir meşruiyeti var. Faizleri indirirken faiz haramdır diyecek kadar bir meşruiyet. Yalnız bu meşruiyet iki taraflı işliyor tabii, oy toplarken başörtülü müslüman, makamına jakuzi yaptırırken seküler olamıyorsun. İnsanlar ekonomi konusunda uzman değildir ama birinin dünya nimetleri için bulunduğu mevkiyi suistimal ettiğini çok hızlı anlar. AKP'den de ne İslam, ne ekonomi konusunda kimse muhteşem bir performans beklemiyor, sadece tutarlı olmasını, ahiretini satıp jakuzi almamasını bekliyor.

Bu performans bana Erdoğan ve partisinin tahmin ettiğim daha zor durumda olduğunu, siyaseten körlemesine, ezberden, el yordamıyla bir şeyler yapmaya çalıştıklarını ve bu yaptıklarının, söylediklerinin faydadan çok, zarar verdiğini anlatıyor. Yukarılarda her ne oluyorsa, bunun millet ve ümmetin lehine olup olmadığı onlar için önemli bir kriter değil. Partilerine, vakıflarına, kliklerine, cemaatlerine çalışan pek çok bencil odağın kavgasına şahit oluyoruz.

Ben bu görünüşten bir sonraki seçimden önce bir halk ayaklanması, ciddi bir siyasi buhran beklemeye başladım. Başkanlık sistemi eskisine nazaran daha tavizsiz ama bir yandan da daha kırılgan bir sistem. Erdoğan ve partisinden bir umudum yok, bu sebeple umudunu hala siyasette arayanlara bu kavgalardan uzak duracakları, meşreplerine uygun başka yerler edinmelerini salık verebilirim.

Hükümetin bugünkü durumunda kimse 15 Temmuz'daki gibi ağzında sigarayla Genelkurmay'ı kurtarmaya koşmaz. Rüşvetçilere, memurlara ve köpeklere yaslanmanın sorunu budur, ihtiyacın olduğunda orada olmazlar. Diğerleri de seni beslediklerin kurtarsın der evine çekilir.

[Yeni Yazılar] #AKP #Filistin #Gazze #Tayyip Erdoğan #ayaklanma