Veri Analizi dersinde söylenenlere göre insanların %13'ü yaptıkları işle tam meşgul oluyorlarmış. Bizde biraz daha düşüktür bu oran herhalde.

Bu neden organizasyonların kendi ataletinde ezildiğini açıklıyor. İşe angaje olmak bir derece meselesi, bu %13 patronun istediği cinsten çalışanlar olabilir. Jack Welch'in kitabında da benzer bir orandan bahsediyordu. Ancak Welch, çalışanların %60'ının da gerekli olduğunu söylüyordu. Bunlar işlerine tamamen kendilerini vermeseler de organizasyonun yaşaması için gerekliymiş.


Ben bu yüzdelerin önemli olduğu kadar büyük bir işte hiç çalışmadım.


Rusya'nın Kırım'a girmesiyle, Bay Gülen'in politik hayallerinin de iflası hızlanacak herhalde. Devletlerin de ehven-i şer politikası vardır ve Erdoğan karışmış bir Türkiye yerine, kendisinin yine de tercih edileceğini düşünüyor. Haksız da sayılmaz. Önceden sadece güneyde savaş vardı, şimdi kuzeyde de var ve iş büyürse doğuda da olacak.


Bir gün bütün açık parantezler kapanacak ve boşluğa düşeceğim.


Zaman gastesine acımaya mı başlasam diye düşünüyorum. Büyük ikramiye çıkmayan, amortiye sevinmeye çalışan adam psikolojisi var yazılarda. Yolsuzluk aşağı, yolsuzluk yukarı. Hocaefendi şöyle dedi, böyle demişti, aslında onu dememişti de, böyle demek istemişti falan. Bekledikleri gibi olmadı.

İnsanın ömrünü kıvırmakla geçirmesi ceza olarak yeter.


Erdoğan gerçekten diktatör olsaydı, memlekette faili meçhuller için çok bahane var. Diktatör olsam, ortalıktaki fitne kaynaklarını yaşatmam. İyi ki diktatör değilim.


FG korkumuzu attık. Önceden konuşulması zordu, konuşanlara da efendim, alim hakkında şöyle böyle bik bik bik denirdi. Şimdilerde artık sokağa çıkıp sövsen sırtını sıvazlayan bulursun.


Bu savaşı sonunu merak ediyorum. Başındakiler rahmete kavuştuğunda, her iki taraf da ikiye bölünecek gibi duruyor. AKP'nin bölünmesi çok sürpriz olmaz ancak Bay Gülen'in örgütünün de en fazla üçe bölüneceğini tahmin ediyorum. Ahmediyye gibi olacaklar, bazısı onun Mesih olduğu konusunu iman meselesi yapacak, bazıları da M'yi Muhterem olarak yorumlamayıp, müslüman kalmaya devam edecek. Ahmediyye de, Gulam Ahmet'in Mehdi mi, Resul mü olduğu konusunda anlaşamamıştı.


Bu işten en büyük zararı, kişi kültleri çekecek. Erdoğan kültü veya Gülen kültü, veyahut diğer kültler, bizim hocamız uçar kaçar kültlerinin hepsi bu kavgada elbette zarar görüyor. O kültlerin mensupları için kötü olabilir ama gerçekte pek de değil. Tasavvuftan kişi kültünü anlayanların da akıbeti bu. Abdulhakim Arvasi'nin hükümet onları kapatmadan evvel, tarikatlar kendini kapattı deyişinin hikmetini de herhalde anlayacağız.

[Yevmiyeler]