Gece saat iki civarında içim içime sığmayarak uyandım. Midemdeki kelebeklerin hepsi birden havalanmış gibi bir his. Çalışması gerektiği gibi çalışan az sayıdaki organımın arasında bulunduğunu sandığım mide ve sindirim sistemim de sanırım artık muhalefete geçti. Hainler. Zındıklar. Size yedirdiğim onca yemeğe yazıklar olsun.

Bill Bryson'un kitabından (The Mother Tongue) Shakespeare'in ismini hayatı boyunca takriben 30 farklı şekilde yazıya geçirdiğini öğrendim. Shagespear bunlardan biri ama Shakespeare değilmiş. Hayatında Shakespeare diye yazmamış adam. Bu imlayı bilmediği için Enis Batur'un dalga geçtiği, sanırım bir önsözde dalga geçtiği ve yine sanırım Tutunamayanlar'ın önsözünde dalga geçtiği biri vardı. Bunu okuyunca Şaksiper kimdir, eseri nedir diye yazanın aslında bizimle dalga geçtiğini düşündüm. Her yer dalga, içim içime sığmıyor.

Bunu okuyunca kendi imla yalnışlarımdan çok fazla utanmam gerekmediğini düşündüm. Yani Şekspir (veya her ne midedeki kelebek) yazılırsa yazılsın, maksat anlaşılmak ve yazı zaten gereğinden fazla kontrol kodu içeriyor. İnsanın yanlış imlalı yazılar üretmesi normal. Eskiden daha normalmiş. Aynı cümlede aynı kelimeyi farklı iki şekilde yazacak kadar normal. Buna bakınca Eski İngilizce'ye nazaran Osmanlı İmlası hayli sıkı ve düzenli kalıyor.


Saat 2'de kalkınca uyumak için biraz kitap okudum ama saat 4:30 civarında görüldüğü (daha doğrusu görülmediği) üzere kendimi yazıya vurmuş bulunmaktayım. İki saat sonra uyanacak yavrıcıklarımın gündüz uyumama müsamaha etmesini umut ediyorum?


Gece okuduklarımın arasında kendi yazdıklarım da vardı. Yazdıklarımı okumam iki haftayı bulabiliyor. RSS'ten Instapaper'a gidiyor otomatik. Instapaper yazıları cuma günleri haftalık toparlayıp, Kindle'a gönderiyor. Kindle'da o sıra okuduğum kitaplar genelde bu yazılardan daha ilgi çekici geliyor. Ortalıkta konuşulan yazıları da aynı şekilde geç okuyorum. Hakan Albayrak'ın yazılarını yeni okudum ve normal şartlara nazaran hayli çabuk sayılır, bazılarının üstünden üç hafta geçmiş oluyor çünkü.

Yazılarda son zamanlarda bu kadar çok imla hatası bulunmasının sebebi bakmadan yazıyor olmam. Gözlerimin parmaklarıma mani olmaması için, sonradan düzeltmek üzere bakmadan yazıyorum ve bunları da düzelttiğimi sanıyorum ama imla da, ifade de alıp başını gidiyor bazen. Bütün site terzinin kendine elbise dikmesi meyanında olduğundan, imla hatalarımı gösterecek bir çözüm de üretmem gerekiyor sanırım.

Veyahut yazılara bakıp, imla ve ifade hatalarını bulacak ve biraz (bilgisayarda) Osmanlı Türkçesiyle uğraşacak bir editöre ihtiyacım var. Maaş bile vermem mümkün.

[Yevmiyeler]